"Teorik olarak ilk kez yemeğe çıkıyoruz" dedi Ayşe gülerek.
"Evet ve normalde benim seni davet etmem lazımdı" dedi Ali şakayla karışık.
"Zaten çok normal şartlarda yürüyen bir ilişki olmadığı için bunları görmezden gelebiliriz Sevgilim."
"Buraya gelmiş miydin daha önce?"
"Hayır, Yasemin seviyormuş burayı. Ben pek mekan bilmiyorum, malum, Türkiye'de pek bir sosyal hayatım yok."
"Ama Fransa'da çok sosyalim diyorsun yani?" dedi muzipçe.
"Kıskandım diyorsun yani?"
Ali güldü. Haklıydı, Ayşe yakalamıştı sesindeki kıskançlığı.
O sırada siparişleri geldi. Boğaza bakan küçük, sakin ama şık bir restorantdaydılar. Güzel bir yaz akşamıydı. Ayşe'nin gözleri sakince geçip giden bir vapura daldı.
"Ayşe? Daldın? Ne düşünüyorsun?"
"Hiç, öylesine daldım. Ama bir gün bir gemi yolculuğuna çıkmalıyız. Uzun bir yolculuk ama."
"Üç yıl önce çıkmıştık böyle bir tura. Metin ben ve birkaç arkadaş daha."
"Ne güzel, nerelere gittiniz?"
"Yunanistan ve İtalya'ya uğradık. Eğlenmiştik baya."
"Tabii o birkaç arkadaş da kız arkadaşlardı."
"Yani birkaç erkek toplanıp gitmek biraz tatsız olurdu sanki."
"Muhakkak" dedi Ayşe bozulmuş bir şekilde. Ali gülümsedi, Ayşe'nin elini tutup öptü.
"Sen olsaydın Sevgilim, o yolculuk cennete dönüşürdü, meğerse o haliyle de tatsızmış sensiz, şimdi anlayabiliyorum bunu."
"Peki, gönlümü almayı yine başardın Sevgilim, bu konudaki başarını takdir ediyorum."
"Her zaman Sevgilim. Bu başarılı olduğum onlarca konudan sadece biri."
"Aman Allahım, ne kadar da mütevazi!"
"Aramızda yabancı yok, çekinme, beni övebilirsin"
"Daha sonra yazılı olarak takdim etsem?"
"Evet öyle yapalım, tüm akşamımızı buna harcamayalım şimdi."
"Bak yaaa"
İkisi de güldüler. Tüm akşam konuşup eğlendiler. Zaman epey ilerlemişti. Kalkmaya karar verip çıktılar.
Saat ona gelirken o mekanın önüne varmışlardı. Ali'nin pazartesi geceleri yalnız geldiği ve bunu pek az kişinin bildiği yer.
Ayşe mekanın adının yazılı olduğu panonun önünde durup yazıyı tekrar tekrar okudu.
"Ayşe? İçeri mi girsek?"
"Burada durup bu yazıyı okumak hoşuma gidiyor."
"İlginç bir zevk."
Ali, Ayşe'nin elini tuttu ve içeri girip Ali'nin her zaman geçtiği masaya geçtiler. Güzel bir şarkı çalıyordu. İçecek bir şeyler söylediler.
"Demek daha önceleri de geldin buraya?" diye sordu Ali.
"İstanbul'a geldiğimde uğruyordum, tabii pazartesi gecelerine denk gelmemek şartıyla."
"Neden benden kaçtın bu kadar?"
"Hep benden nefret edeceğini düşündüm soyadımdan dolayı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖMRÜ BİR AŞKA ADAMAK
RomanceÇocukluğundan beri gizli ve büyük bir aşkla sevdiğin adamın yanlış bir kadınla evleneceğini öğrendiğinde ne yaparsın? Karşısına çıkıp konuşabilir misin? Yoksa sadece izler misin? Peki bir de aileleriniz yıllardır düşmansa? Büyük bir nefretin yangını...