Ayşe bir yandan ağlayıp bir yandan koşuyordu. Bahçenin kapısından çıkıp etrafına bakmadan koşmaya devam etti. Bu gece ellerinden savrulmuştu. Ali'yle konuşamamıştı. Oysa onu uyarması gerekiyordu. Şimdi Melis'le nişanları kesiliyordu belki de. Bir korna sesiyle irkildi. Yasemin gelmişti. Hemen atladı arabaya.
"Ayşeee? Noldu? İyi misin?"
"Konuşamadım Yasemin konuşamadım. Tutulup kaldım. Tek kelime edemedim. Onca şey boşa gitti. Aptalın tekiyim."
Yasemin, Ayşe'nin teyzesinin kızıydı. Ali'yle aynı yaştaydı. Onun da Ayşe gibi güzel yeşil gözleri vardı. Sevecen ve akıllıydı. Ayşe'den büyük olmasına rağmen onun en iyi arkadaşı olmuş aynı zamanda ona hep bir anne korumacılığıyla yaklaşmıştı.
"Tamam canım dur sakin ol. Ağlamayı da kes artık. Eve gidelim konuşuruz."
"Ağlamazsam kalbimin ağırlığına dayanamam."
"Ahh canım ya. Tamam nasıl iyi olacaksan."
Yol boyunca konuşmadılar. Sadece Ayşe'nin ağlama sesi doldurdu arabayı.
Yaseminlerin villası yeşil bir denizin ortasındaki beyaz bir ada gibi görünüyordu. Arabayı caddede park edip kimseye görünmeden eve girip hemen üst kata, Yaseminin odasına çıktılar. Yasemin Ayşe'yi neredeyse zorla duşa soktu kendine gelmesi için. Üstlerini değiştirip Yaseminin yatağına oturdular.
"Daha iyi misin? Kahve yapayım mı?"
"Yooo gerek yok. Daha iyiyim. Şoka girmiştim sanırım."
"Neler oldu anlatacak mısın?"
"Yasemin biliyorsun Ali benim içimde yıllardır büyüyen bir aşk. Onu yanında olmadan, görmeden, dokunmadan seviyorum. O benim varlığımdan habersizken ben onun için ölecek kadar seviyorum onu."
"Bilmez miyim Ayşecim, en büyük şahidiyim. Peki ne oldu?"
"Bahçede beklerken çok heyecanlıydım zaten. Senin 'geliyor' mesajından sonra iyice heyecanlandım. O sırada adımlarının sesini duydum. Melis sandı önce öyle seslendi sonra anladı o olmadığımı. Kimsiniz dedi benim yüzüm havuza dönüktü cesaret edemiyordum ona dönmeye. Tekrar seslendi, cesaretimi toplayıp döndüm. Göz göze geldik. Ah Yasemin o yarı karanlıkta bile onun gözlerine bakmak, yanında hissetmek... Kalbimin sesini duyabiliyordum. Sonra biraz daha yaklaştı, biraz daha. Yüz yüze geldik. Hala gözlerime bakıyordu. Kokusunu aldım, nefesini hissettim. Kalbimin dayanamayacağını, öleceğimi düşündüm. Dizlerim tutmadı bir an ve yığıldım."
"Ne diyorsun? Bayıldım deme sakın."
"Dur anlatıyorum işte. Şu anda bile kalbim nasıl çarpıyor bak, ver elini. Neyse, zaten çok yakındı bana ben düşerken tuttu kollarımdan. Ahhh!!! Onun sıcaklığını hissettim. Zaman niye tam o anda durmadı!"
"İnanmıyorum ya. Eee sonra?"
"Aklımda sadece gitmek vardı. Gitmeliyim dediğimi hatırlıyorum. Ali o sırada iyi misin gibi bir şeyler diyordu ama anlamıyordum tam. Yüzüne bakmak istedim son kez sonra fırlayıp gideceğim dedim kendime, aklımda sadece net olarak bu vardı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım Yasemin o kadar yakındı ki. O da bana dikkatle bakıyordu. Daha da yaklaştığını hissettim hatta . Çok büyülü bir andı. Bence o anda da zaman durabilirdi. Karar veremedim şu an. Sonra tüm gücümü toplayıp sıyrıldım kollarından koşmaya başladım. O gücü nasıl buldum kendimde bilmiyorum. Birinin duasını almış olmalıyım. Bu yani, bu kadar."
"Aliyi gördün ha yıllar sonra nihayet. Hayal ettiğin gibi miydi?"
"Daha ötesi. Ne kadar aşık olduğumu anladım. Çılgınlık bu. Bir insan başka bir insanı bu kadar sevmemeli."
"Merak etme artık böyle çılgınlıklar yapmıyor insanlar. Bi sen kaldın çağımızın delisi olarak."
"Sağol canım kuzenim."
"Birinin de aşk ve hayaller dışındaki gerçeklerden bahsetmesi lazım di mi ama?"
"Tabii, öyle. Yüzüme yüzüme vur gerçekleri hiç acıma."
"Aaa Ayşecim hiç çekinmem bu konuda merak etme. Neyse, esas konuya dönelim. Sonuç olarak Aliyle konuşamadın. Ne yapacağız bu meseleyi."
"Bilmiyorum Yasemin ama onu uyarmam lazım. Melis onu aldattı. Belki de hala aldatıyor, bilmiyorum. Ali bunu haketmiyor. Aldatıldığını öğrenmeli. Gördük, biliyoruz. Melis yılanın teki Ali'yi hak etmiyor."
"Tamam, haklısın. Hatta bu yüzden çocukluğundan beri taa uzaklardan sevdiğin adamın karşısına çıkma cesareti gösterdin. Eyvallah. Ama şekerim, adamın karşısına geçince de ağzını bıçak açmıyor ayılıp bayılıyorsun, onu napıcaz?"
"Off Yasemin!!! 15 yıl sonra onu tekrar gördüm normal değil mi? Bir dahakine daha kontrollü olacağım. Söz !"
"Bir daha deniyoruz demek! Hadi bakalım. Nedir plan? Bu seferki kutsal görevlerim neler acaba?"
"Aliye bir not yazacağım. Buluşmak için. Sen de o notu ileteceksin."
"Buluşmaya ikna edecek notu nasıl yazacaksın acaba? Altına "imza: dün gece kollarında bayılan kız" mı yazacaksın?"
"Fena fikir değil aslında ama daha iyisi var aklımda. Annem günlüğünde Ada'dan İstanbul'a indiklerinde Ali'yle gittikleri bir kitapçıdan bahsediyor. Kendi aralarında o kitapçıya 'hazine adası' ismini takmışlar. Notta orada beklediğimi yazacağım."
"Ayşecim Ali o zamanlar çok küçük. Hatırlayabileceğinden emin misin?"
"Hatırlayacak Yasemin. Annemi de kitapçıyı da hatırlamalı. Onu bu kadar çok seviyorsam hatırlamalı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖMRÜ BİR AŞKA ADAMAK
RomansÇocukluğundan beri gizli ve büyük bir aşkla sevdiğin adamın yanlış bir kadınla evleneceğini öğrendiğinde ne yaparsın? Karşısına çıkıp konuşabilir misin? Yoksa sadece izler misin? Peki bir de aileleriniz yıllardır düşmansa? Büyük bir nefretin yangını...