5.BÖLÜM

336 21 2
                                    

Merhaba arkadaşlar.

Uzun bir ara geçti biliyorum ama dersler, sınavlar derken inanın hiç boş vaktim yoktu.

Sabırsızlıkla tekrar bölüm yayınlamayı bekliyordum ve işte ta ta tammm... 💁🏻‍♀️

Keyifle okumanızı diliyorum...🧚🏻‍♀️

Görüşlerinizi paylaşın, çok öpüyorum...🤍

🍀
5. BÖLÜM

Başka bir yer;

''Patron, bakmadığımız yer kalmadı. Kız yok...'' adam patronunun ani bir şekilde ona doğru dönüp tehlikeli bir ifadeyle baktığında, tedirgin bir nefes alıp hemen başını önüne eğdi.

''Ne demek lan kız yok?! Bulacaksınız lan başka çareniz yok!'' Adam elinde sıktığı içki kadehini bir hışımla kaldırıp karşısındaki adamın hemen ardındaki duvara fırlattı. Karşısında duran adamının nasıl titrediğinin farkındaydı.

''Emrin olur patron.'' Ellerini önünde birleştirmiş duran adamına yandan bir bakış attı. Etrafında yüzlerce adamı vardı, vardı da hiçbiri bir halta yaramıyordu onun için.

''Siktir git lan karşımdan!''

***

Günümüz;

Saatler geçmişti ama hala yerimde sayıyordum. Ne ileri gidiyordum ne de bir yol katediyordum. Boşlukta süzülür gibi...

Gün aymış, öğleden sonra olmuştu. Avcı ortada görünmemişti. Bir yandan onu görmediğim için kendimi şanslı sayıyordum ama diğer yandan bu işi bir şekilde onunla halledip yoluma gitmek istiyordum. Onunla konuşmadan hiçbir şeyin hallolmayacağının da farkındaydım elbette. Fakat bir savaş başlatmıştı ve üzerimde baskı kurmak istiyordu. Ona boyun eğmek istemiyordum, bu kabul edebileceğim bir şey değildi.

Evdeki çalışan bana üst kattaki odamı gösterdiğinde, büyük odadaki yatağı görünce yatmak için çıldırmıştım. Kadın odadan çıkar çıkmaz uzun bir süre uyumayı denemiştim. Bir günden fazladır uyanıktım ve bir hayli yorulmuştum. Üstüne bir de gerginlik eklenince kaslarım kilitlenmişti. Birkaç uyuma çabasından sonra nihayet göz kapaklarım yenik düşmüştü.

Karanlığın kucağına uyanmıştım. Koca bir sessizliğin ortasına... Yataktan doğrulurken kemiklerim sızlamıştı. Sanki uykumda bir şeylerle cebelleşmiş kadar yorgun hissediyordum kendimi. Telefonumdan saatimi öğrenmek için çantama baktım ama telefonum yoktu.

Çok üşüdüğüm için montumu çıkarmadan uyumuştum ama üzerimde montumun olmadığını şaşırarak farkettim. Yatağın karşısındaki dolabı açıp baktığımda montumun asılı olduğunu gördüm. Kaşlarım çatıldı. Bunu kendim yapmadığımdan adım kadar emindim. Ceplerinde telefonumu aradım ama orada da yoktu. Neredeydi bu?

Ben saniyeler ilerledikçe telaşlanarak yatağın altında telefonumu ararken kapı tıkladı. Öyle dalmıştım ki telefonumu aramaya, küçük tıklamayla bile ödüm kopmuştu. Elimi göğsüme koyarken kapı açıldı.

''Müsait misin?'' Diye sordu avcı. Gözlerimi devirdim.

''O soruyu kapıyı açmadan önce sorman gerekirdi.'' Dedim ilgisizce.

''Sen bana gözlerini mi devirdin?'' Tek kaşını kaldırarak yanlış bir şey yapmışım gibi bakıyordu.

''Evet, tekrar yapmamı ister misin?'' Ayağa kalkıp yatağın üzerine boşalttığım çantamı toparlamaya başladım.

''Tavsiye etmem.'' Elini cebine koyup duvara yasladı omzunu. Her zamanki gibi üstten bakmaya başladı.

''O zaman her fırsatta tekrar ve tekrar yapacağım.'' dedim aksi bir ses tonuyla.

ÖLÜM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin