6.BÖLÜM

336 21 7
                                    

Merhaba arkadaşlar 🤗
Harika bir bölümle daha karşınızdayım...
Keyifle okumanızı dilerim 🥰

Multimedyada Hakan var 😉❤️
Hakan'ı nasıl buldunuz?
Görüşlerinizi buraya yazabilirsiniz. 🥰

6.BÖLÜM

Hayatta kendimi hep bir yaprak gibi hissettim. Rüzgara aşık bir yaprak... Umarsızca esip giderken rüzgar; peşine takılan bir yaprak gibiydim. Sırf esintisine kapılıp gitmek için yeniden ve yeniden en ufak bir güneş ışığında tekrar doğan bir yaprak... Oradan oraya savrulan, yere düştüğünde ise başkaları tarafından ayaklar altında ezilen... Masum ve yaşama arzusuyla dolu olan bir yaprak...

Bu defa da buraya sürüklenmiştim. Yalnız bu sefer bir fırtınaya kapılmıştım.

Hakan gözü kararmış bir halde kolumdan tutup beni sertçe kaldırıp merdivenlere doğru peşinden sürüklemeye başladı. Sert parmakları adeta etimi deliyordu ve ben ilk defa birine karşı çıkamamıştım. Her zaman gardımı alan ben, bu defa geç kalmıştım.

''Bırak, ne yapıyorsun? Canım acıyor...'' ne kadar diretsem de sesimi duyuramıyordum. Solukları adeta hırlamaya dönüşmüştü. Zihnim tekrar bu adamın yabancı olduğu gerçeğini hatırlattı bana. Dolayısıyla bu adamın ne zaman ne yapacağını öngöremiyordum.

Merdivenden sürüklercesine çıkarırken beni, boş bir çabayla ellerinden kurtulmak için direniyordum. ''Bırak beni!'' Çığlıklarım evin duvarlarında yankılanırken o ise sadece tıslarcasına küfretmişti.

Odasının kapısını açıp beni içeri doğru savurduğunda adımlarımı toparlayamamış, ayaklarım birbirine takılınca yüzüstü yere kapaklanmıştım. Saçlarım önüme dağılmıştı ve ellerim titriyordu. Sinirlerim harap olmuştu artık. Odanın kapısı gürültüyle kapanınca korkuyla bir nefes kaçtı ciğerlerime ve titreme tüm vücuduma yayıldı.

''Kalk!'' diye bağırdı gür sesiyle.

Cevap olarak titrek bir nefes alabilmiştim. Neyle karşılaşacağımdan emin değildim. Zaten olduğum yerden kıpırdayamıyordum.

''Sana kalk dedim, lan!'' yanıma gelip kolumu kavradı tekrar ve tek bir hareketle kaldırdı tükenmiş bedenimi. Bense ellerimi yüzüme kapatmış, bilinmez tehlikeye karşı kendimi korumaya çalışıyordum.

''İndir şu lanet ellerini! Yüzüme bak!'' bağırışıyla titreyen ellerimi yüzümden ürkekçe çektim fakat yüzüne bakamıyordum çünkü gözlerimi sımsıkı yummuştum.

''Kızım bana bak, beni delirtme! Gebersen de konuşacaksın.'' hiddetinden kendi de yorulmuş olmalıydı ki nefes nefese konuşuyordu. Yavaşça gözlerimi açıp ona bakmak için kendimi zorladım.

Çıldırmış gibiydi. Gözleri o kadar koyuydu ki, biraz yakın olsak beni yutabilirmiş gibiydi. Hep bir tehlike seziyordum ondan ama şimdi ne kadar tehlikeli olduğunu görüyordum. Zorlukla yutkundum.

Hakan takip edemediğim bir hızla yanıma geldi ve eliyle çenemi kavrayıp sıktı. Öyle acımıştı ki canım, çaresizce koluna yapıştım. Öfkeyle gerilen kasları yüzünden kolu çok sertti. Bakışları ise adeta beni delip geçiyordu. Küçük bir çocuk gibiydim karşısında. Ağlamamak için kendime direniyordum.

''Şimdi, seni burada gebertmemem için bana bir sebep söyle.'' kara gözlerini kısarak yüzüme dikti.

''Bırak beni, lanet olasıca!'' sesimin yüksek çıkmasını beklerken kısık çıkması beni daha da sinirlendiriyordu.

ÖLÜM ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin