Selam gençlerr 😄
Uzuunn bir bölümle karşınızdayım, keyifle okuyun.
Yorumlarınızı bekliyorum 🥰🤍👋🏻
Multimedyadaki şarkıyı sona doğru açıp dinleyerek okumanızı tavsiye ederim ❤️7. BÖLÜM
Uzak bir yer:
Yaşlı adam uzaklara dalmıştı yine. Son zamanlarda bu dalıp gitmeler epey çoğalmıştı. Yaş kemale erince çok da dert etmiyordu gerçi ama kemale erecekti madem, neden yalnız başına ermişti?
Yıllar hep acımasızdı adama karşı. Ama sevdiği kadını kaybedeli beri yıllar başka bir acımasızdı. Bu alemde 'SARSILMAZ' diye tanınırdı lakin sevdiğinin gidişiyle öyle bir sarsılmıştı ki, bir daha toparlanamamış, yıkılmıştı.
Kapı usulca tıklanırken adam daldığı derinlerden çıktı.
''Efendim, Onu bulduk...'' deyince en güvendiği adamı, yorgun bedeninden bir titreme geçti. Keskin bakışlarını adamına çevirdi bu kez.
''Devam et!'' Diyerek hiddetlendi. Göğsündeki tuhaf kıpırtı neydi? Yıllar içinde varlığını unuttuğu umut kırıntısı mıydı?
''Fırtına'yla birlikteler, efendim.'' Karşısındaki adamın ağzından o herifin adını duymasıyla içinde adeta volkan patlamıştı. O da yetmiyormuş gibi şimdi karşısına geçip birlikte olduklarını söylüyordu!
''O herifin onun yanında ne işi var!'' Bir hışımla yerinden kalkıp adamın üzerine yürüdü. En sevdiği, güvendiği adamı olmasaydı şimdiye sonu belliydi ya, hadi neyse diye geçirdi içinden.
''Fırtına'nın evinde birlikte kalıyorlarmış, efendim. Fakat birkaç gündür Fırtına eve uğramıyormuş.'' Adam patronundan çekinmesine rağmen bildiklerini söylemek zorundaydı. Kimseden korkusu yoktu fakat söz konusu patronuysa, adının geçtiği her yer titrerdi. Ne hikmetse bir tek şu Fırtına lakaplı Hakan Karaarslan'a etki etmiyordu. Adam ya canına susamıştı ya da patronunun hiddetiyle karşı karşıya gelmemişti. Hoş, şimdi mecbur karşı karşıya geleceklerdi.
Adam patronunun sinirden kaskatı olmuş yüzüne bakamıyordu hem korkusundan hem utancından. Siniri yine ona patlayacaktı. Olsun, patlasındı; onun için patronunun sözüne boynu kıldan inceydi.
Yaşlı adam öfkesini tutuyordu şimdilik. Elbet serbest bırakacağı zaman gelecekti. Kendisi epey yaş almış olabilirdi lakin zihni hala dinçti. Fırtına denen o herifi bulduğu vakit, hesaplaşma vakti olacaktı. Ama o zamana daha vardı, şimdilik önceliği başkaydı.
''O evi onun başına mı yıkarsın, yoksa o adamı evin içinde diri diri mi yakarsın ben bilmem. Ama o kızı sağ salim, bu gün burada göreceğim!''
***
Günler günleri kovalıyordu. Kaç gün geçti, kaç şafak söktü artık sayısını unutmuştum. Ne Hakan'ı görmüştüm bunca zaman, ne de odadan çıkmıştım. Tıpkı sonbaharda kurumaya yüz tutmuş bir yaprak gibi; solgun ve neşesiz...
O günden sonra ara ara evin çalışanları tarafından kontrol edilmiş, temel ihtiyaçlarım karşılanmıştı. Çalışan dediğime bakmayın, Kamuran Hanım öyle anaç bir kadındı ki; benim gibi taş kalpli birini bile varlığıyla ısıtmıştı. Erken kalktığım bazı sabahlar Kamuran Hanımın gelmesini beklerken bile buluyordum kendimi...
Bir sabah kapımın tıklamasıyla uyandığımda, uzun zaman sonra yüzümü güldüren ise kapıya bırakılan birkaç roman olmuştu. Günlerce o romanlarda kaybolmuş, kendimi unutmuştum. Sonra aklıma Hüzün gelmiş, unutmuşluğumla utanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÇİÇEĞİ
Roman d'amourKokusu beni kendine çekiyordu. Üzerimdeki saten elbisenin bacaklarımdan yukarı sıyrıldığını hissediyordum. Tüy gibi bir his... Ellerini bacaklarımın altından geçirip hiç zorlanmadan beni kucağına aldı. Elbisenin eteği olabildiğince sıyrılmış, bac...