Mariners Apartment Complex 𖤐 Hyunin

Sailor Moon

Medyadaki şarkı 💘💝💖💕💓💗💓

༄

Çıktığı merdivenin çivilerine kadar incelemeyi bırakıp, sonunda ondan 2 basamak üstte olan Hyunjin'in yüzünü görebilmek amacıyla başını kaldırdı lâkin gözlerine güneş geldiğinden yeniden başını önüne indirmişti, tayfa.

Sonunda kaptan kabinin önüne geldiklerinde Jeongin'in elinden dürbünü almak için uzandı, Hyunjin. Dürbünü biraz inceledikten sonra başını Jeongin'e çevirdi.

"Nereden buldun bunu?"

"Yeom verdi, anlattığına göre dedesinin dürbünüymüş ve bununla suyun metrelerce altındaki canavarları görebiliyormuş."

Hyunjin, kahkahasının rüzgâra karışmasına izin vermiş ardından dürbünden çektiği bakışlarını yine kendine garip bakışlar atan tayfasına çevirmişti.

"Yeom'un saçma hikayelerine inanıyorum deme bana lütfen."

Hyunjin gülmeye devam ederken, Jeongin sinirle kollarını önünde bağlamış Hyunjin'in söylediklerinin hoşuna gitmediğini belli etmek amacıyla kaşlarını çatmıştı.

"Tabi ki de inanmadım, sadece daha önce hiç dürbün kullanmamıştım, o yüzden aldım."

Hyunjin, onayladıktan sonra dürbünü bir eline almış diğer eliyle Jeongin'e yanına gelmesi için işaret yapmıştı.

"Hey, öyle bakma sadece inandın mı diye sordum."

Jeongin gözlerini devirmiş ardından 2 basamağı çıkarak Hyunjin'in yanına ulaşmıştı. Kaptan, sabahtan beri yaptığı gibi yine Jeongin'in saçlarını karıştırmış ardından arkasına geçerek bir eliyle tuttuğu dürbünü çocuğun omzu üzerinden önüne getirmişti.

"Bak burası daha çıkıntılı ve daha küçük gözüne oturması için öyle."

Jeongin, meraklı gözlerle Hyunjin'in elinde tutarken bir parmagiyla gösterdiği yerleri inceliyordu. Hyunjin, dürbünü Jeongin'in gözüne götürmek için öne eğilmiş, göğsünü tayfasının sırtına yasladiktan sonra omzu üzerinden başını uzatmış dürbünü gözüne yaklaştırmıştı. Jeongin de bir elini kaptanının dürbünü tutan elinin üzerine koymuş gözüne götürmesine yardımcı olmuştu.

Hyunjin'in kesik nefesleri kulağına ilişince içinin ürperdiğini hissetmişti, tayfa. Dürbünü tamamiyle gözünün etrafında hissettiğinde açıkta kalan gözünü kapamıştı lâkin Hyunjin, dudaklarına bir kaç milim uzaklıktaki Jeongin'in açıkta kalan boynu ile bakışırken fark etmemişti, şuan anın verdiği sıcak hisle Jeongin'in iki gözü de kapalıydı.

Hyunjin boğazını temizleyip Jeongin ile boyunu eşitlemek için eğildiği yerde doğrulmuş saçlarını geriye attıktan sonra yeniden Jeongin'in omzuna çenesini yaklaştırmıştı. Jeongin de bozulan büyü ile yavaş yavaş gözlerini aralamış ve sadece açıkta kalan gözünü kapamıştı.

"Görebiliyor musun Jeongin?"

"Sadece bulutlar biraz daha yakın."

Hyunjin, kıkırdayıp havadaki çenesini Jeongin'in omzuna koymuş, tayfasının omzunda başını yatırmış ve büzdüğü dudakları ile dürbün ile etrafa tuhaf bakışlar atan Jeongin'i izlemeye başlamıştı.

"Hm çok garip, okyanusa bak belki Yeom'un bahsettiği şeylerden sen de görürsün."

Jeongin, dürbünü hızla gözünden çekmiş omzuna başını yaslayıp kendisine sırıtarak bakan kaptanına kaşları çatık bir şekilde başını çevirmişti.

"Ben gidiyorum ya!"

Jeongin, merdivenlere yönelmeye kalktığında Hyunjin kahkaha atarak gencin kolunu tutmuş, kolunun tutulmasıyla yavaşlayan Jeongin'i yeniden göğsüne çekmişti. Gitmek için cabaladiğından, kollarını önündeki tayfasının beline sarmıştı, Hyunjin.