35

496 40 12
                                    

14 Şubat 2021

Kapının kapanma sesi ile dalgınlığından sıyrılıp arkasını döndü Murat. Evinden çıkıp ona doğru gelen Can'a gülümsedi.

"Evet, hazırım"

"Haydi gidelim o zaman"

Şanslarına hava açıktı, gökyüzü laciverde bürünmüş, geceye hazırlanıyordu. Murat, Can'ı sevgililer günü için sürpriz bir yere götürecekti.

Murat, Can'ın elindeki, içinde hediye olduğunu bildiği poşeti çok merak etmesine rağmen görmezden geldi. Motorun üzerinde duran kaskı Can'ın başına taktı. Kendi kaskını da taktıktan sonra motora bindi ve Can'ın arkasına oturup kollarını beline dolamasını bekledi. Dokunuşunun hissiyatına gülümserken motoru çalıştırdı.

Yaklaşık yarım saat kadar sonra gidecekleri yere vardılar. Burası, salaş bir sahil meyhanesiydi. Kapısındaki ufak ışıklar davetkar bir şekilde parlıyor, içeriye, sıcağa çağırıyordu. Can'ın kaskını çıkarmasına yardım ederken;

"Bu gece orada sadece ikimiz olacağız" dedi Murat. Can gülümsedi. Beraber içeri girdiler.

Burası salaş bir ortamdı. Duvarlarda eski sanatçıların siyah beyaz resimleri, şiirlerden kesitler vardı. En üstte ise Atatürk'ün resmi onlara bakıyordu.

Murat, oturması için Can'a bir masa gösterdi. Can oraya yönelirken Murat gidip bir müzik açtı. Sonra Can'ın karşısına geçti.

"Umarım beğenmişsindir" dedi Murat.

"Burası çok güzel, huzurlu"

"Neredeyse 10 yıldır gelip gittiğim bir mekandır. Sahibi bu gece bana emanet etmeyi kabul etti" deyip gülümsedi Murat.

"Sen mükemmel bir adamsın Murat" dedi Can yumuşacık bir sesle. Murat utandı, Can'ın gülümseyen yüzünden bakışlarını kaçırdı. Boğazını temizleyip masanın üzerindeki iki bardağa rakı doldurdu. Beraber kadeh kaldırdılar.

"Aşka"

"Aşka, sevgilim" Kadehlerini tokuşturdular.

Akşamın ilerleyen saatlerine kadar sohbet edip gülüştüler. Nihayetinde Can getirdiği poşetten hediye paketini çıkardı. Murat'a uzattı. Murat gülümsedi, utangaç bir tebessümle uzatılan paketi aldı.

"Şu an tam bir kedi gibisin" dedi Can. Murat güldü ve paketi açtı. Bu, siyah bir tişörttü. Ön tarafında iki gülün arasında markası yazarken arka tarafında güllerin üst tarafında "Tek hayat, tek karşılaşma" yazıyordu. Murat'ın gözleri dolu dolu olmuştu.

"Teşekkür ederim" dedi çatlak bir sesle. Can onun bu duygusallığına dayanamayıp kalktı ve kollarıyla onu sararken başını öptü.

Daha sonra Murat da Can'a özel yapım bir kutu uzattı. Can kutuyu açtığında karşısında neredeyse bir düzineden fazla plak buldu.

"Bizim için özel olan şarkılar" dedi Murat.

"Bu şarkıları plaklara mı kaydettin? Murat, sen harikasın" deyip ayağa kalkmış olan Murat'ın boynuna sarıldı Can.

"Seç bakalım birini"

Can şarkılardan birini seçti ve plağı Murat'a uzattı. Murat plağı alıp meyhanedeki eski plak çalara taktı. Sam Smith'in yumuşak sesi ortama dolarken Murat döndü. Can'ın ellerini ellerine aldı ve beraber şarkıyı söylemeye başladılar.

"Tek bir söz bile etmem
Ama hala nefesimi kesiyor
Ve bildiğim şeyleri çalıyorsun benden.
İşte böyle,
Beni kalabalıktan çekip kurtarıyorsun.
Alev alev yanmak
Normalde bizi öldürür.
Ama bu kadar tutkuyla galip biziz.
Onlar bizim kontrolden çıktığımızı
Günahkar olduğumuzu söylüyor.
Ama izin verme onların
Bu güzel uyumu mahvetmesine.
Çünkü bana açıldığında,
Ve beni sevdiğini söylediğinde,
Gözlerimin içine bakarak...
Sen mükemmeliyetsin
Benim tek yönümsün,
Alev alev yandık..."

Man O To [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin