1995
Cennetim,
Seni görüp de sana aşık olalı tam 45 sene olmuş... 45 yıl boyunca her sabah gün doğumuna ve her akşam gün batımına hasretle baktım, seninle izlediğimiz anları hatırlayarak. Neredeyse yarım asır. Yarım asır boyunca seni sevmekten bir an bile vazgeçmedim, Ahmet.Şu an neredesin, ne haldesin bilmiyorum. Mutlu musun, beni hala seviyor, özlüyor musun? Yoksa unuttun mu? İnan hiç bilmiyorum. Tek bildiğim, ömrümün son demlerini yaşamakta olduğum. O yüzden masa başına geçip sana son bir mektup yazmak istedim.
Geçtiğimiz günlerde bir torunum oldu. Adı Can. Küçücük, sevimli bir şey. Onu görmeni çok isterdim. Gözleri aynı benimkilere benziyor. Malum, sen benim gözlerimi çok severdin.
Ahmet, seni görmeyi, son kez de olsa görmeyi o kadar çok istiyorum ki... Hani hatırlıyor musun? Beraber hayal kurardık, yaşlanınca birbirimize bakacağımıza dair. Sen türlü şakalar yapardın bu hayalleri kurarken. İşte onların gerçek olmasını çok isterdim. Lakin biliyorum, olmayacak. Bazı hayallerin asla gerçekleşmeyeceğini öğreneli çok uzun zaman oldu. Ben, sadece senden vazgeçmeyi öğrenemedim, Ahmet. Ve bu, öğrenmeyi asla istemediğim bir şey.
Bazen, seni görüyorum, biliyor musun? Tren istasyonunda, kafanda o fötr şapka, bana gülümsüyorsun. Tepemizde, yanımda oturuyorsun, bana şiirler mırıldanıyorsun. Şelalede beni öpüyorsun, evinde bana kitap okuyorsun, divanda dizlerime yatıyorsun...
Aslında, bir şey fark ettim. Bana verdiğin o muskanın içinde sadece şiirimiz değil, sen de varsın. Sen aslında hep yanımda, benimlesin. Bunu fark ettiğimde o hasret eskisi kadar canımı acıtmamaya başladı.
Senden bana kalan bir şiir kitabının arasında Farsçadan çevirdiğin bir şiir bulmuştum. Yaşlandım, Ahmet. Dermanım kalmadı, kelimeler zaten hep kifayetsiz. Bu yüzden sana o şiir ile veda etmek istiyorum. O şiir, hem sana hem de seni götüren o zalim trene sitemimdir.
"İnancımın tamamı geçici dünyaya dair,
Aşkın kıvılcımları yaşamın kendisi olmuş.
Oysa yarin hatırası
Aşkın bir damlasından bile güzeldir.
Tanrım, kalplerdeki sevgiyi
Daima o kalplerde bırak;
Benim kalbimde bıraktığın gibi.
Leyla ile Mecnun efsane oldular,
Oysa bizim hikayemiz sonsuzluğa erişti.Sen şimdi aşkımın tek göstergesisin.
Hüznümün, gözümden okunmayan hali...
Bu hüznün elinden
Hangi hallerdeyim bilmiyorsun.Senden sonra var olmadım ben,
Tanrı biliyor.
Kalbimin yapraklarını gör ve git.
Tufan gibi inşa et hüznün dallarını
Gül idik,gülleri derip git.
Ki ben bir gül ağacıydım.
Tufanın ayakları dibinde oturan.
Vücudumun bütün dallarını
Tabiatın hışmıyla kır!Ey kervancı, ey kervan!
Mecnun'umu nereye götürüyorsun?
Mecnun,canım ve yüreğim olduğu halde?
Ey kervancı, Mecnun'umu niçin götürüyorsun?
Ey kervancı, Mecnun'umu nereye götürüyorsun?"Elveda, can içim, diğer yarım, gökyüzüm, saadetim, cennetim, kurtuluşum, kahramanım, biricik muallim'im, Mecnun'um. Seni her zaman sevmenin gururuyla, ve bütün iyi dileklerimle...
'Kıymetlin'
Kemal CandanMedyadaki şarkıyı lütfen, lütfen dinleyin ve yorumlarınızı yazın. Çok merak ediyorum. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Man O To [BxB]
Fanfiction"Bir hikaye neden sonsuzluğa erişir?" Adam bu derin sorunun karşısında tereddüt etti, böyle bir şey beklemediği belliydi. Sonra toparlandı. "Bilmem, hikayenin baş karakterine sormak gerek" dedi ve gülümsedi. Sonra devam etti. "Tek bildiğim, herkes...