İyi Okumalar,Boğularak ölmek hayatım boyunca en çok korktuğum ölme şekillerinden biri olmuştu..
Ciğerlerinize kadar dolan suyu hissettiğinizi düşünün..
Kendiniz nefesinizi bilerek tutamazsınız. Kendinizi bilerek boğamazsınız. Son anda tuttuğunuz burnunuzu bırakır ve derin bir nefes alırsınız. Yada elimizle boğazımızı sıktık diyelim, bir noktada pes ederiz.
Durabiliriz.
Ama suyun alında çırpınışlarızdan başka yapabileceğiniz pek birşey olmaz.
Karanlık buz gibi suda vücudum artık kendini salmıştı. Derinlere doğru sürükleniyor gibi hissediyordum.
Sanki ölüm anımı yavaş yavaş yaşıyordum.
Derin bir sessizlik vardı. Gözlerim açık yada kapalı mı bilmiyordum. Çünkü kör olmuşum gibi sadece simsiyah bir alan görüyordum.
Belki de sonsuza kadar böyle kalacaktım. Artık hiçbir şey hissetmiyordum. Ölüp ölmediğimi bile bilmiyordum.
Fakat yukarıda bir ışık görmemle fikrim değişmişti.
Çok küçük bir ışık parlıyordu.
Gittikçe büyüdüğünü görüyordum.
Artık bir ses duyduğumdan emindim. Ama ne olduğunu bilmiyordum. Işık büyüdükçe suyun altında ne olduğunu bilmediğim sesler kulaklarımı çınlatmak yerine huzur vermişti.O ışık gittikçe büyüyüyor ve suyun altına doğru geldiğini görebiliyordum.
Aynı zaman da o huzur veren seste öyle.. Gittikçe yaklaşıyordu.Göz kapaklarım ağırlaştı ama ışığı hala görüyordum.
Belki de ölmüştüm.
Ve bu da bahsettikleri şu beyaz ışık olmalıydı. Ama bu ses sanki bana bir umut veriyordu..Ne olduğunu bilmesem de bu ışığın aynısı daha öncede gördüğümü biliyordum.
Işık birden suyun dibine indiğinde elimi tutan birşey hissettim. Sımsıkıca sol elimi saran bu şey nedense soğuk suyun altında bedenimi ısıtmaya yetmişti bir anlığına. Çevremde ki ışık gittikçe kırmızıya dönmeye başlamıştı.
Daha sonra büyük bir kuvvetle beni suyun dibinden yukarıya doğru hızlıca çekti.
Elimi bırakmadan beni ışıkla birlikte yukarıya doğru götürdü.
Bunu daha önce de hissetmiştim.
Ve duyduğum o ses yukarıya çıktıkça daha da belirginleşti.
"Mina!"
"Beni duyuyor musun?"
"Lütfen!"
"Nolursun aç gözlerini!"
Etraf öyle karanlıktı ki sadece sesler duyuyordum. Tanıdık birinin sesini..
"YUNA!"
Çok güçlü bir çığlık duymamla sanki bir an beynime ok atılmış gibi güçlü bir kuvvet hissettim.
Ağzıma gelen acı su, boğazımı yakmaya başlamıştı. Daha sonra göğsüme sert bir darbe almamla hızlıca ağzımdaki suyu çıkarmam bir oldu.
Gözlerimi açtım.
Korkuyla etrafıma baktım.
Nefes nefese kaldım.Ağzımdaki acı su tadı hala gitmemişti.
Kalp atışlarım çok yüksekti. Korkuyordum.."Ah... Tanrım..."
Bembeyaz duvarlara bakarken bakışımı yanımdaki konuşan kişiye doğrulttum tedirgin olmuşçasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heart&head ¦ jeon jungkook
Fanfiction"Artık okul kurulu başkanı değilsin, kimse kurallarına uymak zorunda değil." "Bunu gerçekten aşman gerek Jungkook.." .... Çatıda başlayan olayın, Yuna'nın sadece bir kabus olarak düşünmesi işleri daha da zorlaştırmıştı...