"Bavulları nereye koyayım?""Dolabın yanına koy işte Jungkook.. "
Kafasını tamam anlamında sallayıp aceleyle bavulları yatağın yanından alırken takılıp düşeceğini hiç tahmin etmemiştim. Yere kapaklanan Jungkook'u gördüğümde havalı insanların bile rezil olabildiğini öğrenmiş olmuştum.
Yerden kafasını kaldırıp bana masum bir bakış atan ona gülmemek için dudaklarımı bastırdım. Telefonumu masaya koyup rahat bir şekilde yerleşebilmek için kapıyı kapattım.
Yerden kalkıp nihayet dediğimi yaptığında kendini boş yatağa bıraktı. Yorgun gözüküyordu, ben de öyleydim. Yol baya uzun sürmüştü ama keyifliydi.
Jeon Jungkook'un hiç bu kadar konuşabileceğini bilmiyordum. Ona sadece müzik dinliyor musun diye sormuştum ve 2 saat boyunca dinlediği sanatçıları ve onların yaşam tarzı hakkında en gereksiz bilgilere kadar herşeyi anlatmıştı. Özellikle IU isimli bir şarkıcıdan bahsettiğini hatırlıyordum, hem sesini hem de kendisini beğendiği söyleyince pür dikkat dinlemiştim tabii.
"Yuna, tek yerine iki yatak mı isteseydik?"
Söylediği garip şeyle ona baktım. Gözlerini kaçırmıştı. Utandığından değildir sonuçta dün gece hiç de öyle değildi. Ellerimi belime koyup ona baktım.
"İyi misin Jeon?"
Omuz silkip bana baktı. Ya sıcaktan yanakları az kızarmıştı ya da artık ne düşündüyse.. ki ilk neden daha mantıklıydı.
"Yatak küçük, ondan demiştim."
Güldüm.
"Dün gece daracık koltukta çok rahattık, bu mu küçük gelecek bize?"
Gülümsemesini tutup başını aşağıya eğdi. Zaten kendi kendine sırıtıp duruyordu geldiğinden beri. İlk defa onu bu kadar keyifli ve gülümserken görüyordum. Umarım bunun benimle bir ilgisi vardı.
Birden bire ayağa kalktığında irkildim. Karşıma geçip ellerimi tuttu. Beklenmedik hareketine karşı onu izledim.
"Yuna, özür dilerim."
Kaşlarımı çattım. Böyle birşey demesini beklemiyordum. Neden dediğini de..
Yüzü düşmüştü, endişeliydi. Elimi tutan elini sıkıca tuttum ve söyleyeceği şeye devam etmesi için gözlerinin içine bakmaya devam ettim.
"Herşey için.. Bunca zaman sana kötü davrandığım için.. Başta seni hatırlayamadığım için.. Özür dilerim."
Çok üzgün duruyordu. Tüm gün gülümseyip bir an da böyle olması beni biraz şaşırtmıştı. Bir anda güven duygusu gitmiş gibiydi sanki. Onu üzgün görmek en son isteyebileceğim şeydi.
Gözlerinde korkan bir bakış vardı daha önce hiç görmediğim. Neyden korkmuştu?
"Jungkook, özür dilemene gerek yok. Beni hiçbir zaman üzmedin. Ayrıca herkes hariç bir tek seni beni hatırlıyorsun. Bunun için minnettarım." Gülümsedim moral vermek istercesine ama o hala endişeliydi.
Bir anda beni kendine doğru çekip sarıldığında sıcak vücuduyla buluşmuştum. Sıkıca sarılmıştı bana. Neredeyse kaslı kollarıyla sırtımı kıracak kadar. Beni iyice içine çekmek istermiş gibi.
"Bir daha asla yanımdan ayrılma."
Ani hareketinden dolayı heyecandan hızlanan kalbim net bir şekilde duyulacak kadar sesli atmaya başlamıştı.
Benim için endişelen biri olması beni iyi hissettirmişti. Çünkü hayatım boyunca değer gördüğümü hatırlamıyordum. Kardeşimden bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heart&head ¦ jeon jungkook
Hayran Kurgu"Artık okul kurulu başkanı değilsin, kimse kurallarına uymak zorunda değil." "Bunu gerçekten aşman gerek Jungkook.." .... Çatıda başlayan olayın, Yuna'nın sadece bir kabus olarak düşünmesi işleri daha da zorlaştırmıştı...