Bölüm 35

2.1K 240 432
                                    


Selamlar,,

Finale yaklaşıyoruzz bu yüzden sınır koyayım dedim

Vote sınırı : 100
Yorum sınırı : 250

İyi Okumalar,

Karşımdaki beyaz perde, beyaz duvar, beyaz çarşaf ve beyaz eşyalar..

Sanırım en nefret ettiğim yeri burası olarak sayıyordum. Ne de olsa ben kapalı alanlardan nefret ederdim. Tamam, sessizlik sakinlik olan her yer güzeldi benim için ama yeterince böyle ortamlarda bulunmuştum.

Yanımdaki sürahiye uzanıp kendime su doldururken aynı zamanda acıyan başımı da tutmuştum. Suyu içerken bomboş duvara baktım ve sanırım bir anlığına hafızamı geri kazanmışım gibi bir aydınlanma yaşadım.

"Bir saniye? Hayalet olsaydım su içemezdim?"

İnanamaz gibi tekrar su doldurup içtim. Cidden hissediyordum boğazımdan su geçiyordu içebiliyordum. Yani yaşıyor muydum?
Yaşayan hayalet miydim?

Saçma konuştuğumun farkındaydım ama sonuçta şu ana kadar başıma daha saçma olaylar gelmişti. Uzun bir oturuştan sonra yeni yeni akıllanmaya başlamıştım.

Beni buraya kim getirdi?

Kafamı tuttuğumda sargı gibi birşeyin kafamda olduğunu hissettim.

Bayıldıktan sonra kendi kendimi taşıyıp buraya gelip bir de başımı sarmış olamam değil mi?

Hala bir ümit olduğu için yüzümde hafifçe beliren gülümsemeden sonra aklıma gelen düşünceyle soluşa geçti.

Hayalet arkadaşlarım falan mı var da beni buraya bıraktı? Acıdılar herhalde bana.. Yok yok saçmalama..

Üzerimdeki örtüyü yavaşça kaldırdım ve ayağa kalkmak için hazırlandım. Hala başım ağrıyordu. Neden bayıldığımı bilmiyordum. Belki de çok korktuğum için olabilirdi ya da başka birşeydi..

Eğer ben bayıldıysam ve burada uyandıysam beni birisi buraya getirmişti ve ben o birisinin kim olduğunu rahatlıkla biliyordum.

Revirden çıktım. Kapıyı kapattım. Kapıyı tutup tekrar açtım ve tekrar kapattım.

"Hayalet olsam kapıdan da geçerdim herhalde?"

Kendi kendime konuşmam tam da bir hayaletin yapabileceği bir iş olduğundan vazgeçip sessiz kolidorda ilerlemeye başladım. Sessiz de ne sessiz.. Zil çaldığı an kapıyı ayı gibi kıran öğrenciler savaşa gidiyormuşçasına merdivenlerden iniyorlardı.

Şimdilik en iyisi asansöre binmek olacaktı nasıl olsa öğrencilere yasaktı hayaletlere değil.

Aşağıya indiğimde kalabalık hala önümdeydi ve herkes kantine doğru gidiyordu. Ağır adımlarla dışarı çıktım. Gözüme çarpan güneş o kadar canlı duruyordu ki hala bunu hissedebildiğim için sevindim.

Gerçi gözüm yanmıştı güneşten.. En son gözüm yandığında kan ağlıyordum. Neyse komik değil Yuna.. Espri yeteneğin sıfır. Biraz jungkook'tan öğrenmek gerek.. Dur gerçi onun da sıfır. İki ciddi insan nasıl birbirini sevebilir acaba? Birimizin komik olması lazımdı..

Neyse kafayı vurduğum için gitti hücrelerim herhalde..

Oturduğum yerde bağdaş kurdum. Hayaletim diye şimdi gelip üzerime oturmaz dimi bunlar?

heart&head ¦ jeon jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin