Bol yorum ve vote istiyorum, ne kadar çok o kadar hızlı yb🙌🏻🙌🏻"Giy bunu, hava soğuk.."
Bana uzattığı cekete baktığımda itiraz etmeyip aldım. Verdiği bol ceketini üzerime giyerken aynı zamanda yanıma yaptığı sıcak kahveyi önüme koymasını izliyordum.
Nihayet sandalyesini çekip yanıma oturduğunda ise dirseğini masaya koymuş, kafasını ise avucuna yaslamış beni izliyordu. Arada ona kaçamak bakışlar atıp kahvemi elime aldım.
Okuldan beri ikimiz arasında çıt çıkmamıştı. En son, okul çıkışı beni eve bırakabileceğini söylediğinde aramızdaki tuhaf sessizlik bozulmuştu ama daha sonra onun evine gelmemi istediğini söylediğinde de onu reddetmedim. Konuşmamız lazımdı. Sadece.. Nereden başlayacağımızı bilmiyorduk.
"Nasıl öğrendin..?" Diye sordum onun yüzüne bakarak. Nihayet bir soru sorabilmiştim.
Sandalyede arkasına yaslanırken konuştu. "Dün. Jackson olayından sonra."
"Nasıl? Yani.. Onca zamandır değil de nasıl dün anladın?" Dedim gözlerinin içine heyecanla bakarken.
Dudaklarını birleştirdi ve düşündü.
Soruma cevap vermesini bekledim ama onun aklına başka birşey gelmiş gibiydi. "Borcu neden sen ödedin?"Öğrenmiş miydi? Ona baktım. Omuz silkip konuştum. "Öylesine.."
Pek ikna edici bir cevap değilmiş gibi tek kaşını havaya kaldırıp bana baktığında gözlerimi kaçırdım. Şu an neden rahatsız hissediyordum ki ben? Sanki tanımadığım bir insanla aynı ortamda zorla duruyor gibiydim.
"Mina, bana Jeon demezdi."
Dediği şeyle dönüp ona baktım. Başka bir yere bakıp konuşuyorken onu izlemeye başladım. Bana baktı.
"Mina.. başkasını düşünmez, zorba çocuklara kafa tutamazdı.. Kendinden başka birisini düşünmesi olanaksızdı. Bunca zaman aslında Yuna'yı taklit ettiğini düşünmüştüm. Kabullenmemiştim." Bana baktı ve devam etti. ".. Ama aslında gerçekten oymuşsun."
Konuştum hızlıca. "Sana bu durum tuhaf gelmiyor mu? Bana inanıyor musun?"
Gözleriyle beni süzdü. O böyle birşeyi öğrenmişti ama benden daha sakin ve rahattı. Hiç mi düşünmüyordu bu nasıl saçmalık? Mina'nın vücuduna Yuna nasıl girsin diye düşünmüyordu?
"Yaşadığımız onca tuhaf şeyden sonra buna inanmasam aptal olmaz mıyım?" diye sordu.
Elimdeki kahveyi masaya bırakıp konuştum. "Ama.. Kağıt olayını söylediğimde.. Bana inanman çok uzun sürdü." Yüzüm düştü.
"Kim olduğunu bilseydim.. Daha erken sürebilirdi."
Ona baktım şaşkınlıkla. Yüzündeki hafif hoşnut gülümsemeyi, ilk defa onda görüyordum.
En başından ona Yuna olduğumu söyleseydim.. Bana söylediğim her şeyde inanır mıydı yani?
Bunun anlamı ne?"Sana değil de başka kime güvenebilirdim, Yuna?"
Sanki aklımdaki soruyu duymuş gibi bana cevap verdiğinde şaşırmıştım.
Bana Yuna demesi.. Sanki hayatımda duyduğum en güzel şey gibi gelmişti yine kulağıma.
"Jungkook.." dedim ve bekledim.
Baktı öylece. Konuşmaya hazırlandığım sırada kapının çalmasıyla ikimizin de dikkati dağıldı.Ayağa kalkıp bana bir bakış attıktan sonra kapıya doğru ilerledi. Ben de merakla kimin geldiğini görmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
heart&head ¦ jeon jungkook
Fanfic"Artık okul kurulu başkanı değilsin, kimse kurallarına uymak zorunda değil." "Bunu gerçekten aşman gerek Jungkook.." .... Çatıda başlayan olayın, Yuna'nın sadece bir kabus olarak düşünmesi işleri daha da zorlaştırmıştı...