Bölüm 32

2K 236 426
                                    


Siz yorum ve oy sayısını hep böyle yüksek tutun ben ybleri erken de atarıım

iyi okumalar

"Hayır hayır hayır... Senin burada olmaman lazım, hayır! "

"M-Mina?.. Se-sen misin gerçekten?" karşısında gördüğü kişinin gözleri dolmaya başladığı an kapıyı açtığına pişman olan kızın çenesi titredi.

Ikisi de şaşkınlık içerisindeydi. Kapıda duran ve duygu karışıklığı içinde olan kız geriye doğru adımladı. Titreyen çenesinin arkasından konuştu.  "Lütfen.. Lütfen geri git!"

"Mina? Ne oluyor?"
Arka odadan gelen erkek sesiyle Mina, evde Jungkook'un da olduğunu hatırladı. Korkuyla gözleri pörtledi. Karşısındaki kişinin kolundan sıkıca tuttu ve onunla birlikte dışarıya çıktı.

"Jungkook! Ben markete gidiyorum! Sen de evine git!" Mina hızlıca bağırıp arkasından kapıyı kapattığında kolundan tuttuğu kişiyi yolda karşıya doğru sürüklemeye başladı.

"Mina.. Dur bir saniye!"

Mina durdu. Evden yeteri kadar uzaklaştıkları için şu anlık bir sorun
yoktu.

Karşısındaki kişiye dönüp bakmadan önce derin bir nefes aldı ve yüz ifadesini dümdüz, ciddi tutarak ona döndü.

Ama kızın dolu gözleri, uzun zamandır görmediği yüzü karşısında sanki o anlığına başka bir duyguyla karşı karşıya kalmıştı.

Özlem?

"Mina.." karşısındakinin sesi titremişti onun ismini söylerken. Daha fazla durmadı ve kollarını açıp Mina'ya kocaman sarıldı.
Kollarını Mina'nın sırtına sararken kafasını kızın boynuna gömdü. Ve bir daha asla bırakmak istemezcesine kızı  sımsıkıca sarıldı.

Mina'nın elleri bomboş duruyordu, hareket etmiyordu. Sadece birkaç saniyeliğine hareketsizce durdu. Ne yapması gerektiğini bilmiyor gibiydi.
Nihayet daha fazla durmayacağını fark etti ve ona sarılan kızı ittirdi. Karşısındaki başta şaşırsa da durup Mina'nın yüzünü seyretmeye başladı.

"Yuna.." Mina söylediği isimden sonra derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp açtı. Karşısındaki kahverengi saçlı, kahverengi gözlü kız.. Ablasına baktı.. "Neden buradasın?"

Mina tüm moodu düşmüş bir şekilde sormuştu bu soruyu. Ablası dolu olan gözlerinin ardından hala kardeşine özlem dolu bakışlarıyla konuştu. "Mina yaşıyorsun.. Gerçekten yaşıyorsun.."

Yuna bir kez daha sarılmak için Mina'ya yaklaşmıştı ki Mina bir adım geriye çekildi ve ablasının ona sarlmasına engel oldu. Yuna şaşırıp öylece yerinde kaldı.

"Lütfen geri git! Nolursun geri git!" Mina daha fazla sakin kalamayacağı için bağırmaya başlamıştı.

Yuna kaşlarını çatıp karşısında yüzünü uzun zamandır göremediği kardeşinin ne demeye çalıştığını anlamıyordu..

Mina dişlerini sıktı ve bu sefer onun gözleri dolmuştu. Ama bu özlem duygusundan dolayı değildi. Korkuyordu.

"Neden bana bunu yapıyorsun! Neden beni böyle cezalandırıyorsun! Lütfen geri git!" Mina bağırırken sesi sokakta yankılanmıştı.

Yuna şaşkındı. Ne olduğunu neden böyle davrandığını bilmiyordu. Bir adım kardeşine doğru yaklaştı ve kolunu tutup konuştu.
"Ablacığım.. Ne oldu.. Ne diyorsun?"

Mina, ablasının böyle konuşmasını sürekli duygu sömürüsü yapmasından nefret ediyordu. Sinirle kolundaki eli ittirdi ve kaşlarını çatarak ablasına karşı dönüp konuştu.

heart&head ¦ jeon jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin