1. Bölüm

4.7K 421 1.3K
                                    

Giriş bölümünde kaldığımız yerden devam ediyoruz. Önceki bölümü atlamayın, çoğu şey eksik kalır.

Satır aralarına yorum yapmaktan çekinmeyin, okumak hoşuma gidiyor.

İyi okumalar.

•••

"Ölmüş olabilir mi?"

Uyku bedenimi terk ettiği an başıma keskin bir ağrı girdi. Şu an beni uyandırdığı için onu öldürebilirdim. Tabii önce yataktan kalkacak gücü bulmam gerekiyordu. O da pek kolay olacakmış gibi durmuyordu. Kalbim şakaklarımda atıyordu sanki, gözlerimi bile açamıyordum.

"Saçmalama, Blaise." İnleyerek yastığı başımın üstüne bastırdım. "Bak, yaşıyor işte." Birkaç saniyelik sessizlik boyunca gitmeleri için Salazar'a dua etmiştim. Başımın üstündeki yastık sertçe çekilince duaların yerine ulaşmadığını fark edip hırsla bunu yapan kişiye döndüm.

Lanet olası Blaise Zabini.

"Ölmek mi istiyorsun?" diye tısladım. Yastığı bırakıp ellerini iki yanına kaldırdı. Zindanların hiçbir zaman aydınlık olmaması şu an o kadar işime geliyordu ki... Gözlerim inanılmaz ağrıyordu. Mevcut ışık bile rahatsız etmişti.

"Draco, biz de zor kalktık ama sen biraz daha yatarsan kahvaltıyı kaçıracağız." Pansy'nin söylediğine sinirlenerek güldüm. Benimle dalga geçiyor olmalıydı.

"Lanet bir kuş gibi çiğneyip ağzınıza mı tükürmem gerekiyor? Gidip yesenize!"

"Draco Lucius Malfoy!" Yüzümü buruşturdum. Zaten başım çatlamak üzereydi, bu cadının derdi neydi? "Bugün senin doğum günün! O yüzden hemen kalkıyorsun ve beş dakika içinde aşağıda oluyorsun! O kadar!" Blaise'in kravatından tuttuğu gibi odadan dışarı sürüklediğinde öylece kala kaldım.

Bugün benim doğum günümdü.

Pansy'le öpüştüm.

Blaise'in kucağına oturdum.

Bundan... zevk aldım?

Koridorda bayıldım.

Potter beni tuvalete taşıdı.

Zindanlara... POTTER BENİ NE?

"Yok, hayır. İmkan..." Gözüm yatağın yanında bir şeye takılırken eğilip aldım. Yeşil üstü gümüş çizgili Slytherin kravatı bana hepsinin yaşandığını bağırırken yanaklarımın ısındığını hissettim. "Accio." Asamı elime çağırıp hızla yataktan kalktım. Lanet olsun! Bir de ona teşekkür etmiştim!

Ben, Potter'a. Teşekkür etmiştim.

Babam bunu duymamalıydı.

"Aziz Potter..." Elimi alnıma vurdum. Lanet olası aptalın tekiydim. Mükemmel bir aptaldım ama yine de bir aptaldım. Şimdi ne olacaktı?

Daha fazla bekletmek istemiyordum. Ne kadar aklıma gelen şeyler kendimi yerin dibine sokmak istememe sebep olsa da hiçbir şey olmamış gibi kalkıp kahvaltıya inmeliydim. Her şey kontrol altında gibi davranmalıydım. Ben önemsemezsem onlar da önemsemezdi. Potter bunu yüzüme vurmaya çalışırsa da ölümüne inkar ederdim. Benim sözüme karşı onunki. İnsanlar kime inanırdı?

Evet, aynen böyle yapacaktım.

Banyo yapacak vaktim yoktu, bu yüzden bildiğim bütün büyüleri mırıldanıyordum. Tamamen temizlendiğimi hissettiğimde giyindim ve saçımı yapmaya başladım.

Kolonyamı da sürdükten sonra son kez aynaya baktım. Yüzüm pek canlı görünmüyordu ama bunu umursamamaya karar verdim. Hiçbir zaman canlı görünmemiştim zaten. Her zaman ölü gibi görünür, öyle hissederdim.

Eternal Youth || Drarry Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin