Bu bölüm kendi tarzımda smut yazdım, rahatsız olacaklar için başına ve sonuna uyarı koydum yani rahat rahat okuyabilirsiniz.
Bölüm sonundaki notu okuyun lütfen canlarım, sonuçta son notumuz:)
Sizi seviyorum, iyi okumalar<3
•••
"Bunu yapabileceğimi sanmıyorum..."
"O zaman yapma, Ronald." Ron, yanındaki kabarık saçlı cadıya yandan bir bakış atıp gözlerini devirdi. "O zaman Blaise'in neden burda olduğunu nasıl açıklayacağım? En iyisi söyleyeyim de kurtulayım."
"O zaman söyle, yeter ki bir karar ver." Bu konuda Ron'u desteklemem gerektiğini biliyordum, yine de Hermione'yi başımla onayladım. Diğer herkes gibi, Ron hariç, ben de bir an önce içeri girmek istiyordum.
İçeriden çok güzel kokular geliyordu.
"İstersen ben gidebilirim..." Blaise'in kurduğu cümle ne kadar kibar gibi görünse de ses tonu öyle tehditkardı ki Ron gerginlikle yutkundu. O sırada sarışın cadı ortamın gerginliğini almak ister gibi Blaise'in koluna atladı. "Tabii ki istemiyor, Blaise. Hadi VonVon, kurt gibi açım..." Lavender'ın kurduğu cümle, Pansy'nin kulak çınlatan kahkahasıyla kesildi.
"İnan bana, bundan hiç şüphemiz yok."
Omuzumda bir baskı hissettiğimde dönüp bakma gereği bile duymadım. Yanağımı, çenesini omuzuma yaslayan sevgilime sürterken gülümsedim. Uzun kollarını şefkatle belime doladığında heyecandan karnım kasıldı.
Kötü olan her şey bitmiş, güzel olan her şeyin vakti gelmişti. Savaş sonrası herkes evlerine dağılmış ve iyileşmeye, yaralarını sarmaya çalışmıştı.
Çok kayıp vardı.
Kendimize biraz vakit tanımamız gerektiğini biliyordum, yine de ondan bu kadar uzun süre ayrı kalmak zor gelmişti. Özellikle onu kaybettikten sonra.
Draco'nun ölümün kollarından bana dönmesinin ardından herkes kendi yakınlarını geri döndürmemi istemişti. Zaten böyle bir güce sahip olup denememek bencillik olurdu, elbette denemiştim.
Ne var ki, Draco'yu hayata döndürürken gösterdiğim başarıyı tekrar gösterememiştim. Tonks'u, Ginny'i, Colin'i döndürememiştim. Draco'dan başka kimse dönmemişti, sevenleri de haklı olarak tepki göstermişlerdi. Son birkaç ay hiç kolay geçmemişti. Ne benim için ne de yakınlarını kaybedenler için.
Karanlık taraftaki büyücülerin yakalanması, cenazeler ve hastane ziyaretleriyle dolu bir sürecin ardından Arthur ve Molly, Ginny'nin yokluğunu unutmak için hepimizi Kovuk'a davet etmişlerdi. Bu karanlık savaşın içinde ailelerimizi, taraflarımızı umursamadan birbirimizi sevmiş olmamız onları duygulandırmıştı.
"Aman Tanrım! Sakın annemlerin yanında da böyle konuşayım deme Pansy!" Ron kızgınlıkla kurduğu cümlelerin ardından teselli etmek ister gibi Lavender'a sarıldı.
Evet, onun olayı biraz sıra dışıydı.
Greyback'in onu parçaladığını gözlerimle görmüştüm. Herkes görmüştü. Bu yüzden hepimiz onun öldüğünü düşünmüştük. Bu yüzden Madam Pomfrey onu kontrol etmeye gerek bile duymamıştı, sadece üstünü ince bir örtüyle örtmüştü ama Lavender ölmemişti.
Dönüşüm geçirmişti.
Bu haber Ron'un acısını biraz da olsa dindirmişti. Hala Ginny için üzüldüğünü biliyordum. Ben de üzülüyordum.
Draco'yu lanetlediği zaman onu gerçekten öldürmek istemiştim. Zaten bu durum, benim yüzümden öldüğü gerçeğini mümkünmüş gibi daha da travmatik kılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eternal Youth || Drarry Fan Fiction
Fanfiction[Tamamlandı] Draco Malfoy, hayatı boyunca kendisine öğretilen doğruları sorgulamamıştı. Diğerlerinden üstündü. Bunun üç sebebi vardı; o bir büyücüydü, safkandı ve bir Malfoy'du. Kendisi gibi safkan bir cadıyla evlenmeli ve ataları gibi dünyaya bir e...