3. Bölüm

3.7K 340 730
                                    

Sevgili ve saygılı başkanım, bu bölüm sizin için scarlodge

Destek için oy verebilirsiniz. Böylece hikaye daha çok okuyucuya ulaşabilir.

Keyifli okumalar<3

•••

"Ravenclaw!"

"Ah be..." Ron'un homurdanmasıyla bakışlarımı zar zor Slytherin masasıdan çekip ona baktım. "Bunun Gryffindor'a geleceğini sanmıştım."

"Şansına küs, kardeşim." dedi Fred elini Ron'un omuzuna atarken. "Bu yıl Gryffindor çıkacağı yok. Hepsi Slytherin'e gitti. Hufflepuff bile yok." Başımı iki yana salladım. Gözlerim hiç vakit kaybetmeden Slytherin masasına döndü. Masa taşmak üzereydi. Bizim masada ise büyük bir boşluk oluşmuştu.

Dumbledore kürsüye çıktığında bakışlarım ona döndü. Bir tuhaflık vardı. Mahkemede de hemen çekip gitmiş, bana aynı şimdi olduğu gibi bir an bile bakmamıştı.

"Binalarına yerleşen öğrencileri tebrik ederim. Bu yıl boşalan Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinize Profesör Umbridge girecek." Sönük bir alkış salonu doldururken ayağa kalkan cadıya baktım.

Olamaz.

Baştan aşağı pembe giymiş olsa da tanımakta zorlanmamıştım. Beni Azkaban'a atmak için epey uğraşmıştı. Söyledikleri bittikten sonra Snape'in yanındaki yerine geçti. Dumbledore yumulmamızı söyledikten sonra önümüzde yemekler belirdi.

"Slytherin'ler ne yapacak çok merak ediyorum. Onların yatakhaneleri bizimki kadar kalabalık değildi. Birinci sınıfları yerde yatıracaklar herhalde." Sirius'un söyledikleriyle Hermione onu onayladığını belirtti. "Odalardaki yatakları üçlemeleri bile gerekebilir. Sanırım bu hoşlarına gitmeyecektir."

"Onların odaları iki kişilik mi?" Ron'un ağzı dolu bağırmasına yüzümü buruşturdum. Sirius başıyla onaylamakla yetindi. "Acaba bu kadın dersi nasıl anlatacak." Şimdilik bildiklerimi söylememeye karar vererek bakışlarımı yine Slytherin masasına çevirdim.

Malfoy, iki yanında Crabbe ve Goyle'la kapana kısılmış gibi duruyordu. Karşısında Parkinson ve Zabini oturuyordu. O an dikkatimi çeken detayla kaşlarımı çatarak her masadaki yemeklerde göz gezdirdim. Tekrar Slytherin masasına baktığımda yanılmadığımı fark ederek bizimkilere döndüm. "Slytherin masasında tavuk olmadığını fark ettiniz mi?"

"Saçmalama, Harry." Hermione arkasını dönüp masayı inceledi. Onun da bakışları şaşkınlıkla değişirken doğrulamak ister gibi bizim masamıza baktı. Tekrar oraya baktığında kafası karışmış gibiydi. "Ben de ne zaman fark edersiniz diyordum." dedi Sirius gözlerini devirerek.

Her masada her dört kişinin önünde koca bir tabak tavuk budu duruyordu. Ama Slytherin masasında sadece birinci sınıfların oturduğu köşede bir tabak tavuk vardı. Onları da birinci sınıflar hariç kimse yemiyordu.

"Bu... çok tuhaf." dedi Ron ağzındaki lokmayı zorla yutarken. Hermione ise kısık gözlerle Sirius'a bakıyordu. "Bildiğini biliyorum, Black."

Sirius sanki dünyanın en sıradan olayından bahsediyormuş gibi omuz silkti. "Draco kanatlı hiçbir şeyi yemez." İsminin geçmesiyle kalbim sıkışırken Hermione güldü. "Hiçbiri yemiyor, Sirius. Baksana, birinci sınıflar bile yemeyi bıraktı." Gözlerini devirdi. "Hiçbir Slytherin onu rahatsız edecek bir şey yapmaz. Bunu öğrenemediniz mi?"

"Tavuğun nesinden rahatsız oluyor ki? Ne kadar saçma..." Ron sorusuyla adeta hislerime tercüman olurken bakışlarımı sarışına çevirdim. Sirius kısa bir süre sessiz kaldı.

Eternal Youth || Drarry Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin