Bu bölümü yazarken birazcık psikolojim bozuktu. Eğer kötü olmuşsa üzgünüm. Gerçek anlamda elimden gelen her şeyi yaptım.
Sizi seviyorum ama hem de çok.,.
İyi okumalar<3
•••
"Harry!"
Adımı birçok farklı sesten, neredeyse aynı anda duyuyordum. Bir anlığına aklım karıştı, ne olduğunu hatırlayamadım. Hemen ardından bütün görüntüler yerine geldi.
İhtiyaç odasında savunma dersi yapıyorduk. Yemeğe bile gitmemiştik, bütün gün büyü yaparak geçmişti.
Aklım Draco'dayken herhangi bir şey yapmak zordu. Hermione, dün geri dönmediğim için çok kızmıştı. Haklıydı, onunla ilgili özel bir şey öğrenmiştim ve sonrasında açıklama bile yapmadan gitmiştim.
Gün boyunca da onu görmemiştim.
Sanırım hayatımın film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmesine tanık oluyordum. Az önce yanıbaşımda patlayan bomba beni yaklaşık iki metre geriye fırlatmıştı. Bütün bedenim acıyordu. Başım deli gibi ağrıyordu. Yara izimden ses seda çıkmaması iyiydi ama kafam patlama raddesine gelmişti.
Patlama esnasında hemen yanımda Colin olduğunu hatırlayarak etrafa bakmaya çalıştım. O iyi miydi? Birilerinin beni ayağa dikmeye çalıştığını fark edebiliyordum. Sonunda Colin'i gördüğümde onun da benim gibi etrafa baktığını fark ettim. Berbat görünüyordu.
Kulaklarım bir an öyle kötü çınladı ki hiç geçmezse diye düşünmeden edemedim ve bu düşünce beni ürküttü.
"Yakalayın!"
Tiz bir feryat uğultunun arasına girip kulağıma ulaşırken beni kaldırmaya çalışan kişilerin korkuyla geri çekilmesiyle tekrar yere düştüm.
Öksürüklerimin arasından nefes almaya çalışırken etrafıma bakındım. Havaya kalkan toz bulutu yüzünden burnumun ucunu bile göremiyordum. Neler olduğunu çok geç fark etmiştim. Önceden anlamalıydım, çapulcu haritasına bakmalıydım.
Hepsi benim suçumdu.
Gözlerim bombanın patladığı yerden içeriye süzülen bedenlere kaydı. Slytherin cübbeleri bana hiç olmadığı kadar sevimsiz gelirken herkesin tek tek kapıldığını seslerden seçtim.
"Ah! Bak burda kim var?" Kısa tombul parmaklar koluma sarılıp beni çekelerken canımın yandığını belli etmemek için dişlerimi sıktım. Crabbe beni silkelercesine sallayarak Goyle'a gösterirken sinirden başımın çatlayacağını sandım. Dibimde patlayan bombadan dolayı da ağrıyor olabilirdi tabii.
"Çek ellerini üzerimden seni bok böceği!"
Kelimeleri yan yana getirebildiğim için kendimi tebrik ederken tiksintiyle beni tutan kişiye baktım.
Pis sırıtışı bozulurken bir saniyelik afallamanın ardından boştaki eliyle boğazıma sarıldı. İnsan irisi büyücünün elinden kurtulmak için çırpınıyor, vurabildiğim her yerine vurmaya çalışıyordum. Ayaklarımın yerle bağlantısı kesilirken nefessizlikten gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açılmıştı. Ona vurmayı kesip ellerimi boğazıma götürdüm. Boğuluyordum.
Ben ne yaptığımı bile anlayamazken beni tutan el ortadan kalktı ve elin sahibi acıyla inledi.
"Sana onun benim olduğunu söylemedim mi? Seni aptal! Ne hakla ona dokunursun?"
Dizlerimin üzerine düşmüş, elimle boğazımı ovuştururken duyduğum ses gözlerimin daha beter dolmasına sebep oldu. "Malfoy ben özür dilerim! Se..sen gelmiyorum diyince..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eternal Youth || Drarry Fan Fiction
Fanfiction[Tamamlandı] Draco Malfoy, hayatı boyunca kendisine öğretilen doğruları sorgulamamıştı. Diğerlerinden üstündü. Bunun üç sebebi vardı; o bir büyücüydü, safkandı ve bir Malfoy'du. Kendisi gibi safkan bir cadıyla evlenmeli ve ataları gibi dünyaya bir e...