12. Bölüm

2.9K 292 907
                                    

Arkadaşlar ben okumaktan bıktım evlenip çoluk çocuğa karışmak istiyorum... Neyse boşverin.

Destek olmak için oy vermeyi unutmayın. Bu arada şeyi söylemiş miydim SİZİ SEVDİĞİMİ

İyi okumalar<3

•••

"Lordum..."

Gördüklerimin bir oyun olmasını, sahnenin kapanmasını istiyordum. Alkışlamaya bile razıydım. Sadece ama sadece bitmesini istiyordum.

"Genç Malfoy, efendinin önünde eğil."

Korkudan yaprak gibi titreyerek dizlerinin üstüne çöktü. Alnı yere değecek kadar eğdi başını. Aşık olduğum elleri, yere destek almak ister gibi tutunmuştu. Tam önünde duran, yılana benzeyen korkunç bir yaratıktı. Her gece kabuslarıma konu olan kişiydi.

Lord Voldemort'tu.

"Sana huzuruma çıkman için yeterli süreyi tanımıştım. Neden gelmedin?"

"Lo..lordum..." İlk defa kekelediğini gördüğüm için korku bütün bedenimi sardı. "Ben yemin e..ederim..." Hiç acıma duygusu göstermeden ayağını, kırılmasından korktuğum için sıkıca tutamadığım ellerin üstüne bastı. Draco sesini bile çıkartmadan acı içinde bükülürken yılanımsı adam bağırdı. Sesi boğuk iğrenç bir tıslamadan ibaretti.

"Gözlerimin içine bakarak yemin etmeye nasıl cüret edersin! Seni aptal velet!" Asasını günlük bir iş yapıyormuş gibi rahatlıkla ona doğrulttu. Korkudan gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açılmıştı. "Hayır..."

"Crucio!"

"Hayır!" diye bağırdım önüne atlarken. Bedenimde hiçbir acı hissetmedim. Sanki o an orda yoktum. Arkamdaki beden acıyla bağırırken delirmiş gibiydim. Asasına vurmaya çalıştım. Elim içinden geçip gitti.

"Yapma! Yalvarırım yapma! Yapma!"

Bağırmamdan hiç etkilenmemiş gibi aynı büyüyü bir kez daha haykırdı. İnce bedeni yay gibi gerilirken yalvarmaya başladı. "Öldürün beni! Lütfen merhamet edin! Öldürün beni! Anne!" Göz yaşları içinde yanına çöktüm.

"Draco! Dayan! Dayan geçecek!" Beni duymadan bağırmaya devam etti. "Anne! Anne öldür beni! Lütfen bitsin!"

"Anneciğin çoktan öldü, genç Malfoy." Kalbim büyük bir acıyla sızlarken boğazım yırtılacak gibi bağırdım.

"Bırak onu bırak! Yapma! Yapma!"

"Potter! Potter! POTTER!"

"Yapma!" diye inledim beni tutan bedeni ittirmeye çalışarak. "Yapma! Bırak!"

"Potter benim! Kabustu! Bana bak!"

Kulağıma ulaşan ses daha beter titrememe yol açtı. Anne öldür beni! Lütfen bitsin!

"Hayır! Yapma!"

"Sakin ol. Sesimi dinle, güvendesin." İttirmeye çalıştığım göğüse tuttundum. Ellerim gerçek olduğundan emin olmak ister gibi bedenini yoklarken gözlerimi araladım.

Gri gözleri benimkileri delip geçerken kendimi o halinin aklımdan silinmesini dilerken buldum. Nefes nefese kalmıştım. Korkuyla omuzlarını tutup sarstım.

Gerçekti.

"İyisin, bak, Hogwarts'dayız. Güvendesin."

"Burdasın?"

"Evet, burdayım."

Gözlerim bulunduğumuz odada dolaştı. Haklıydı, onun odasındaydık. Dün gece geç saatte odasına gelmiştim. Geldiğimde çoktan uyumuştu. Uyandırmamaya çalışarak yanına kıvrılmıştım ama sanki varlığımı hissetmiş gibi kollarını bana dolamıştı. Ben de çok geçmeden uykuya dalmıştım. Saçları burnumu okşarken o mayıştırıcı kokudan kaçmak pek mümkün değildi.

Eternal Youth || Drarry Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin