Medya: Luna, Draco ve Mrytle
Önceki bölümlerde oy vermeyi unuttuğunuz bölüm varsa oy vermeyi unutmayın. Tabii ki bu bölüme de:) Umarım bölüm hoşunuza gider...
Sizi çok seviyorum<3İyi okumalar:)
•••
Kendimden nefret ediyordum.
Sadece kendimden de değil, herkes kelimesini kullanmaktan gocunmayacağım uzunlukta bir listem vardı. Buna rağmen biliyordum ki, o isimlerin çoğunu kendi yükümü hafifletmek için yazmıştım.
Mesela Sirius, beni defalarca uyarmıştı. Biraz daha ısrar etmediği için nefret ediyordum ondan.
Ya da Ron, ilk baştan ilişkimize karşı çıkmadığı için ondan da nefret ediyordum.
Hermione'nin zekası, oynanan oyunları çözmeye yetmediği için. Hala kabullenmek istemediği için. Basit gerçeklere bile kör kaldığı için.
Ve Malfoy...
Aşık olunması bu kadar kolay olduğu için.
McGonagall'ın beni zorla İksir dersine yollaması belki de başıma gelebilecek en kötü şeylerden biriydi. Geçen sene İksir dersini Snape verirken Olağanüstü almayan hiçbir öğrenciyi iksir dersine almıyordu. Bu seneyse Slughorn vardı ve Beklenenin Üstünde alan herkesi dersine kabul ediyordu.
Sınıfa girdiğimizde bu herkese sadece Sirius'un ve benim dahil olduğumu fark ettim. Bu gerilmeme sebep olurken bakışlarım malum sarışınla Profesör arasında gidip geldi.
"Ah, Harry evlat... Sonunda gelebildiniz." Sınıfta yaklaşık on kişi vardı. Yarısı da Slytherin'di.
Kesinlikle burda olmamalıydım.
"Özür dileriz, efendim. Dersi alamayacağımızı düşünüyorduk." dedi Sirius benim konuşamayacağımı anlamış gibi. Başımı sallayarak onaylamakla yetindim.
Sirius'un Profesör'le bir şeyler konuştuğunu duyuyordum ama ne konuştuklarına bir türlü odaklanamıyordum. Bakışlarım griler tarafından hapsedilmişti.
Geçen seneden beri çok değişmişti. Yüzü değişmişti. Vücudu değişmişti. Bakışları değişmişti.
Beni tanımıyormuş gibi bakıyordu.
Bana sarılıp ağlamamış, bana dokunmamış, benim göğüsümde uyumamış gibi bakıyordu.
"Harry!" Sirius'un dirseğini karnıma yememle kendime geldim. Beni çekiştirmeye başladı. "Ne oldu?" diye sordum merakla.
"Dolaptan kitap seçip yerimize geçmemizi söyledi. Hadi, çabuk olalım!" Başımla onaylayıp dolabın kapağını açtım. Biri yeni biri eski İksir kitabı öylece duruyordu. Eski olana bakmak bile içimi sıkarken ellerimin terlediğini hissettim. Tek bir saniyeliğine göz göze geldik.
İki dakika sürecek olan savaşımız o anda başladı.
Mağlubiyetim sonucunda elimde tuttuğum yetmişlerden kalmış gibi gözüken kitaba bakarken sıkıntıyla ofladım.
Bir de yüz yılın en genç arayıcısı olacaktım.
Aptal bir kitabı bile kapamamıştım.
"Evet... Bu iksirin ne olduğunu söylemek isteyen var mı?" Hermione öyle bir hızla elini kaldırdı ki neredeyse Profesör'e korkudan kalp krizi geçirtiyordu. "Evet, Bayan Granger?"
"Veritaserum, efendim. Doğruluk iksiridir. Birkaç damlası bile en karanlık sırlarınızı kuş gibi şakımanıza sebep olur." Profesör tatmin olmuş gibiydi. Genişçe gülümseyerek bir diğer iksiri gösterdi ve diğer el kaldıranlara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eternal Youth || Drarry Fan Fiction
Fanfiction[Tamamlandı] Draco Malfoy, hayatı boyunca kendisine öğretilen doğruları sorgulamamıştı. Diğerlerinden üstündü. Bunun üç sebebi vardı; o bir büyücüydü, safkandı ve bir Malfoy'du. Kendisi gibi safkan bir cadıyla evlenmeli ve ataları gibi dünyaya bir e...