24. Bölüm

2.2K 247 709
                                    

Merhaba merhaba merhabaaa! Şu an kendimi gereksiz yere mutlu hissediyorum. Kesin bir boklar olacak ama hadi bakalım...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen, sizi seviyorum<3

Keyifli okumalar:)

•••

"Sana söylemiştim!" Kulağımın dibinde patlayan çığlıkla gözlerimi kapattım ve kollarımı sardığım yastığa daha sıkı sarıldım. "Peşinden gitme demiştim! Memnun musun şimdi? İyi mi oldu? Konuşsana!"

"Pansy, lütfen..."

Hermione, sakinleştirmek ister gibi kollarını doladığında sarıldığı cadı hırsla kendini geri çekti. Kumral olan boşa çıkan kollarını kendine sararken diğeri sinirle bağırdı. "Sen de dokunma! İkiniz de aptalsınız! Draco'nun halini görmemiş gibi peşinden gitti! Sen de benim engel olmama izin vermedin! Sizin yüzünüzden Draco neredeyse ölüyordu!"

"Bunun farkında olmadığımı mı sanıyorsun?" diye patladım en sonunda. "Sen orda değildin, Pansy! Ben ordaydım! Kalbi durduğunda benim elimi tutuyordu! Üzgün olduğunu biliyorum ama tek üzülen sen değilsin!"

Bağırmamı beklemiyormuş gibi gözleri irileşti. Bir saniye içinde soluk suratı kıpkırmızı olurken titremeye başladı.

En sonunda kendini daha fazla tutamamış gibi birden suratıma haykırdı.

"TABİİ Kİ SEN ORDAYDIN SENİ APTAL! KALBİNİN DURMASINA SEBEP OLAN SENSİN!"

Ağlamam şiddetlenirken Hermione yanıma gelip kollarını bana sardı. "Bırak, hak etmiyorum. Sarılma..."

"Senin suçun değil, Harry. Sinirliydin, bilemezdin..." Hermione'nin beni sakinleştirme çabasına Pansy kahkaha attı.

"Bilirdi!" diye bağırdı. "Bir saniye durup düşünseydi bilirdi!"

"Kes sesini Pansy! Eğer bizden bütün bu olanları saklamasaydınız bunlar olmazdı! Draco en başından bunu kendisi seçti! Harry'e seçim şansı bırakmadı! Ne yapmasını bekliyordun? Ağlıyor diye gidip teselli etmesini mi? Büyünün ne işe yaradığını bilmiyorduk!"

"Ne işe yaradığını bilmediği bir büyüyü neden kullandı? Ona zarar vereceğini biliyordu! İsteyerek yaptı!" Yüzümü yastığa gömdüm. Nefes alamadığı için nasıl çırpındığını, ciğerlerini çıkartmak ister gibi göğüsünü nasıl tırmaladığını hatırladıkça kendimi boğmak istiyordum.

Son bir günde yaşananlara inanamıyordum. Mektupta yazdıklarına inanamıyordum. O bu kadar acı çekerken fark edemediğime inanamıyordum.

Kendimi kandırıyordum. Acı çektiğini, ağladığını, gözlerimin önünde yavaş yavaş solduğunu görmüştüm. Umursamamıştım.

Ölüm Yiyen olmasına, Katie'yi lanetlemesine o kadar takılmıştım ki bunları kendi isteğiyle yapıp yapmadığını hiç düşünmemiştim. Çektiği acıları hak ettiğini düşünmüştüm ama işin aslı, acı çekmeyi hak eden bendim.

247 saniye.

247 saniye boyunca kalbi atmamıştı. Nefes almamıştı. Ölüydü.

O son nefesini verdikten sonra Snape'in yanında Madam Pomfrey'le tuvalete varması dört dakika sürmüştü. Nefes almıyor, demiştim. Sesim çıkmış mıydı, ondan bile emin değildim.

İkisi aynı anda birkaç büyü yapmaya başlamıştı. Snape'in büyüsü akan kanı soluk bedene geri çekerken Poppy'nin büyüsü bedeninin art arda sarsılmasına yol açmıştı.

Eternal Youth || Drarry Fan FictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin