Konferans odasındaki akıllı tahtayı açtım ve yüklü film gibi bir şey var mı diye kurcalamaya başladım.
"Bizim eski okulda konferans salonu kullanılmazdı bile." dedim.
"Bizde de tiyatro falan oluyor." demesi ile aklıma bir fikir geldi.
Elimin tersiyle alnıma koydum ve hüzünlü bir şekilde konuşmaya başladım.
"Bana Romeo’mu ver; sonra öldüğünde
al da küçük yıldızlara böl onu;
onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki,
bütün dünya gönül verip geceye,
tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe…""Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim." diyen Batuhan ile şaşırdım. Ezberinde olduğunu bilmiyordum. Gülerek senaryoyu devam ettirdim.
"Eğer sevgin azalacaksa gittikçe çoğalan aşkımdan, Bırak avcılar çıkarsın kalbimi yerinden! Sök at ne varsa: çamura bulanmış sevdaları, bu dağların ceylanlarını, kana susamış kontları ve senden arta kalan şu cılız bedenimi! Yok et benim olmadığım bütün şatoları. Görebileceğin bir şey kalmasın benden kalan…"
Gözlerimin içine bakarak "Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı." diyen Batuhan ile "Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı." dedim.
Batuhan gözlerimin içine bakmaya devam ederken konuyu değiştirme amacıyla "Ezberinde olabileceği aklıma gelmemişti." dedim.
"Babamın yerine tiyatro çalışmalarını denetliyorum arada. Oradan ezberledim." dedi.
"Benimde yengem Romeo ve Juliet okumayı çok seviyor. Ondan aklımda kalmış." dedim.
"Şey korku filmi sever misin?" diye sordu.
"Fazlasıyla." dedim.
Akıllı tahtayı göstererek "Platform diye bir film varmış. Bir buçuk saatlik. İzleyelim mi?" diye sordu.
"Olur." dedim ve konferans odasındaki sandalyelerden birisine oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuzlar
ChickLitEvi terk eden bir kızın hiç tanımadığı aile üyeleri ile tanışması ve mafya olup gittiği kolejde kavga ettiği insanlar ile bir arada durmak zorunda kalması... Üstüne tek sorunun bunlar olmayıp aile, arkadaş, kolej, aşk ve mafyalık ile ilgili sorunla...