Birisi bacaklarımdan tutup beni kaldırırken boğazımı sıkması gereken halat bollaştı.
"Çağnur kendine gel! Çıkar o halatı boynundan!" diyen Kerem ile gözlerimi açtım.
"Çağnur lütfen şu halatı boynundan çıkar." diyen Kerem ile sol gözümden bir yaş aktı.
"Kerem bırak beni. Ben onun arkasından gideceğim. Onu özledim ben." dedim.
"Çağnur sana yalvarıyorum. Şu boynundaki ipi çıkar." dedi Kerem.
"Bende sana yalvarıyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. Bırak beni." dedim.
Kerem bir koluyla bacağımdan tutup kaldırmaya devam ederken diğer eliyle arka cebinden bir bıçak çıkardı ve ipi kesti.
Kerem bana sıkıca sarılınca hıçkırarak ağlamaya başladım.
"Onun olmadığı bir dünyada yaşamak istemiyorum. Lütfen anla beni." dedim.
"Çağnur sana diyecek bir şey bulamıyorum. Ben olsam bende aynısını yapardım ama sen ben değilsin. Daha güçlüsün. Lütfen bizim için yaşamaya devam et." dedi.
"Senin burada ne işin vardı?" diye sordum.
"Fatih, Çınar, ben her gün birimiz senin peşinden geliyoruz. Böyle bir şey yapabileceğini tahmin etmiştik." dedi.
"Bunu diğerlerine söylemesen olur mu?" diye sordum.
"Söylemem ama bir söz ver. Bir daha asla böyle bir şey yapmayacaksın." dedi.
"Söz veremem." dedim.
"Civciv lütfen." demesiyle bir şey diyemedim. Söz veremezdim. Kardeşime yalan söyleyemezdim.
"Hadi gel. Gidelim." dedi.
"Önce sahile gidip biraz hava alabilir miyiz? Bu halde eve gitmek istemiyorum." dedim.
"Hadi gel o zaman." dedi ve kolunu dostça omzuna attı.
Kafamı göğsüne yaslarken zar zor yürüyebiliyordum. Sanki ayaklarım bu mezarlıktan uzaklaşmak istemiyordu. Belki Batuhan var diye. Belki de artık burada yatmaya başlama zamanım geldiği için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuzlar
ChickLitEvi terk eden bir kızın hiç tanımadığı aile üyeleri ile tanışması ve mafya olup gittiği kolejde kavga ettiği insanlar ile bir arada durmak zorunda kalması... Üstüne tek sorunun bunlar olmayıp aile, arkadaş, kolej, aşk ve mafyalık ile ilgili sorunla...