1 Ay Sonra
Ne çok alıştırmışlar bizi. O mutlu sonla biten peri masallarına. En sonunda mutlu olacağız diye kendimizi kandırdığımız bu dünyada bir aydır sevdiğim adamın mezarına gidiyorum. Evet, o ceset onun bedeniydi.
Gelecek planları kurduğunuz birisi için bu dünyada saatin durması ne kadar kötü bir şey. Bilir misiniz?
Oysa her şey güzel olacak denmişti bize. Küçükken izlediğimiz çizgi filmler, okuduğumuz kitaplar... Hep bize her olayın sonunda bir kazancımız olacağını göstermişti.
Benim buradaki kazancım neydi? Asla birisini sevmemiz gerektiği miydi? Sevdiğimiz insanları kaybedecek olmamız mıydı? Neydi?
Evden çıkacakken oturma odasından Keremler çıktı ve "Hiçbir yere gitmek yok." dediler.
"Her gün olduğu gibi Batuhan'ın mezarına gidiyorum. Rahat bırakın beni." dedim.
"Her gün olduğu gibi bir şey yemeden Batuhan'ın mezarına gidiyorsun. Bir şey yemeden evden çıkamazsın." dedi Fatih.
"Canım bir şey istemiyor." dedim.
"Bir aydır canın bir şey istemiyor Çağnur! Şimdi itiraz etmeden ye." dedi Kerem.
"Çok güçsüz kaldın." diye ekledi Buğlem.
Titreyen sesimle "Lan hepiniz sevgilisi yanında! Amına koyayım eğer sizin sevgiliniz ölseydi. Siz yemek yiyebilir miydiniz? Onu o mezarda her gün kurtçukların yediğini bilirken boğazından bir şey geçer miydi! Onun acısı kalbinizde gün geçtikçe artarken kilo olarak azalmanız sizi etkiler miydi?" diye bağırdım.
Hepsi sus pus olurken "Beni düşünüyorsunuz. Biliyorum. Ama olmuyor. Batuhan'sız olmuyor. Yapamıyorum." dedim ağlarken.
Fatih'in bana sarılmasıyla Kerem ve Çınar da sarıldı.
"Hala küçük ve sinirli civcivsin sen. Her ne olursa olsun yanındayız." diyen Kerem ile yüzümde acı bir tebessüm oluştu. Keşke Batuhan da yanımda olabilseydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyumsuzlar
ChickLitEvi terk eden bir kızın hiç tanımadığı aile üyeleri ile tanışması ve mafya olup gittiği kolejde kavga ettiği insanlar ile bir arada durmak zorunda kalması... Üstüne tek sorunun bunlar olmayıp aile, arkadaş, kolej, aşk ve mafyalık ile ilgili sorunla...