Hasta

4.8K 260 262
                                    

Giyinme odasının kapısında hafif bir aralık kalmıştı. Oradan dikkatlice Batuhan'a baktım. Yatağına oturmuş Kestane'yi seviyordu. Kaçırıldığımızda Kestane arabada kalmıştı. Onu bulmuş.

"Sende benim gibi özledin mi onu?" diye Kestane'ye sorması ile "Buradayım." dememek için kendimi zor tuttum. 

"Eğer o gün bilerek ikimizi okulda kilitli tutmasaydım belki kaçırılmayacaktır. O ölmeyecekti." derken sesi titredi.

"Ben ona uzaktan bakmakla yetinmeyip, beraber kalalım diye bizi okula kilitledim. Keşke ona uzaktan bakmakla yetinseydim." dedi. 

Kestane miyavlayınca yüzünde acı bir tebessüm oluştu. Şimdi o kadar yakınım da ama bir o kadar da uzağımda. Onu görüp dokunamıyorum. 

"Onun sesin duydum ben. Mezarlıkta o bağırış. Onun ses tonuydu. Buna eminim ama bana hayal kurduğumu söylediler. Delirmişim. O ölmüş. Sadece o değil benim ruhumda onunla birlikte öldü." dedi. 

Batuhan'ın gözlerinden yaşlar akarken bende kendimi tutamadım ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim.

Yatağa sırt üstü uzandı ve örtüyü kafasına kadar örttü. Gözlerinin altına baktığımda kızarmıştı. O kadar yağmurun altında durursa olacağı bu! 

Bir süre sonra uyuyunca temkinli bir şekilde giyinme odasından çıktım ve ona yaklaştım. Elimle alnına, yanağına dokundum.

 Ateş gibi yanıyordu. Tehlikeli olabilirdi ama onu hasta hasta bırakıp gidemezdim. Ölmediğimi öğrenirse de öğrensin!

Banyoya gittim ve dolapları karıştırarak bir bez buldum. Hızlıca aşağı indim ve küçük bir kovaya sirkeli su yapıp Batuhan'ın yanına geri gittim. 

Bezi sirkeli suda ıslattım ve sıkıp Batuhan'ın alnına koydum. Hala örtüye sıkı sıkı sarılırken bu tipine gülümsedim ve örtüyü üstünden yavaşça açtım. 

"Üşüyorum. Bırak örtümü." diye mırıldanırken gözleri kapalıydı. O kadar ateşi vardı ki ne olduğunu, benim burada olduğumu kavrayamamıştı. 

Yanağına küçük bir buse öpücük bıraktım ve "Ateşin var. Düşmesi için örtmemen lazım." diye fısıldadım.

UyumsuzlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin