Ange ayağa kalkmış olan Azuma'ya döndü. "Tanışıyor musunuz?"
Azuma kıza doğru giderken açıkladı. "Kız kardeşim." Bunu söylerken 'kız kardeşim' terimini kullanıp kullanmamak arasında kalmıştı ancak ona hitap edebileceği başka bir terim de aklına gelmiyordu. Kızın başına geldiğinde durakladı. "Burada olması tesadüf olamaz."
Kız onun yakınlaştığını görmesiyle hemen dizleri üzerinde geri geri gitmeye başlamıştı. "Benden uzak dur!"
Bunun üzerine Azuma ciddi bir hâle büründü, odadaki herkes onun sözleriyle donmuştu. Kızın hıçkırıkları daha da artmaya başladı, odanın içinde yankılanıyordu.
Azuma'nın, ablası ondan uzaklaştırdığı için, küçük kız kardeşiyle çok bir konuşmuşluğu yoktu ancak neden ondan nefret ediyor olduğunu tahmin edebiliyordu. Hepsi ne yapacağını bilemeyerek birbirlerine bakmaya başlamışlardı. En sonunda içlerinden en cana yakını olan Claudio konuştu. "İlk önce yaralarına bakmamız lazım."
Bunun üzerine kız Claudio'yu iterek bağırdı. "Siz o şeytanla beraber değil misiniz? Hiçbirinizi istemiyorum."
Kız, küçük ve güçsüz bir bedene sahipti. İtişi Claudio'yu etkilememişti bile, yine de Claudio dediklerini duymasıyla geri çekilmişti. Hepsinin gözleri Azuma'ya döndü.
Claudio, Azuma'nın kötü bir şey yapmış olduğunun ihtimalini vermiyordu ancak yine de küçük bir kız neden onu 'şeytan' diye çağırıyordu? Sai ailesindekilerin onu sevmediğini tahmin edebiliyordu fakat küçük bir kızın beynini yıkayacak kadar ileri gitmiş olduklarını düşünmezdi. Azuma ise bunun muhtemelen Pio'ya yaptıklarıyla ilgili olduğunu biliyordu. Ne demesi gerektiğini bilemeyerek iç çekti, açıklaması bile yıllardır onun kötü olduğuna inanan birinin düşüncelerini değiştirmeye yetmezdi. Yine de onu yaralıyken ve neden orada olduğunu bilmezken öylece bırakamazlardı. Bunları düşünmeye dalmışken aniden omzunda hissettiği el onu ürküttü. Ange onu kendine doğru çekerken ve yürümeye başladı. "Biz gitsek iyi olur. Earlene'i buraya yollayacağım, o ilgilenir."
Bununla beraber Azuma'yı da yanında sürükleyerek odadan çıktı. Biraz uzaklaştıklarında Azuma, Claudio'nun kızı ikna etmeye çalışan cümlelerini hala duyabiliyordu, onunla nasıl başa çıkacaklarını bilmedikleri kesindi.
Çok geçmeden Ange ve Earlene'in kaldığı odaya geldiler. Ange kapıyı açtığında Earlene camdan dışarısını izliyordu. Abisini görmesiyle ona döndü.
"Bir problemimiz var." diye konuya girdi Ange. Earlene ne olduğunu sormadan devam etti. "Bir kız burada. Azuma'nın eskiden olduğu aileden. Güneyden geliyor."
Earlene bunu duymasıyla ayağa kalktı ve bir şey demeden yürümeye koyuldu. Birinin geldiğini o da hissetmişti ancak bir insan olduğu için çok umursamamıştı. Ange onu uzaklaşmadan durdurdu. "Yaralı ve ona iyi davranman gerekiyor. Hiçbir şey bilmiyor olabilir."
Earlene'in adımları durdu ancak onlara dönmeden sordu. Çoktan onların yanından geçmişti. "O zaman neden burada?"
"Kim bilir?" diye cevapladı Ange. Bunun üzerine Earlene yeniden diğerlerinin olduğu odaya doğru yürümeye başlamıştı. Azuma bu konuyu Earlene'in ellerine bırakmaya ne kadar şüpheci yaklaşsa da kendisinin eski kız kardeşiyle konuşamayacağı aşikârdı. O yüzden Ange'in ne yaptığını bildiğini umarak bir şey demedi.
Ange; Earlene'in çıkmasıyla kapıyı kapattı, odaya girmemişlerdi, koridorun soğuk duvarlarına yaslandı ve Azuma'ya döndü. "Anlat bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALF & HALF - Yarı Melek [BL]
FantasyHalf & Half serisinin ikinci kitabıdır. ////// BL yani iki erkek arasındaki aşk kitapta yer almaktadır, ona göre okuyun~ Umarım beğenirsiniz. :)