"Seninle konuştuktan sonra Caro'nun arkasından casus yolladım ve kısa süre içinde yaptıklarının hepsi ortaya çıktı." diye açıklamaya başladı Cael. O Regium'un yaptıklarını düşününce başına ağrılar giriyordu. Çok şey görmüştü fakat saraydan birinin böylesine bir şey yapabilecek cesareti olacağını düşünememişti. "Bu yüzden yarın idam edilecek." diyerek son noktayı koydu.
Claudio ona şaşkın bir şekilde bakıyordu. Prens olmanın gerçekten çok fazla avantajı olmalıydı. Kısa bir süre daha diğer adamın suratına baktıktan sonra dayanamayarak ona sarıldı. "Çok iyisin Cael, gerçekten!"
Cael, fiziksel olarak birinin ona dokunmasından çok hoşlanan biri değildi. Yine de Claudio'nun sırtına hafifçe vurdu. Claudio neyse ki çok geçmeden ondan ayrılmıştı. "Peki ya onu takip eden Regium'lar ne olacak?"
"Hatırlatmışken söyleyeyim. Caro'nun idamından sonra tüm Regium'ların hafızası silinecek, yani onu hatırlayan kalmayacak. Herkesi katletmekten daha iyi bir çözüm. Bu yüzden idama gelmeyip ne olursa olsun odanızda kalın."
Onca Regium'un hatıralarını silmek için çok büyük bir sihir gücü gerekiyordu fakat kimin bunu yapacağı Claudio'yu ilgilendirmediği için sormadı. Muhtemelen idam anında toplu bir sihir gerçekleştirilecekti. Sihri uygulayacak olan bir melek olabilir miydi? Yine de önemli olan Caro'nun ölecek olmasıydı, her ne kadar bu anı göremeyecek olsa da artık Destin'le uğraşmayacağına seviniyordu. "Caro şu an nerede?" diye sordu.
"Zindanda." diye cevapladı Cael. Sarayın zindanı en güçlü meleklerin ve şeytanların bile asla kaçamayacakları olan tek yerdi. Mükemmel iyi bir şekilde korunuyordu. Cael ekledi. "Daha diğer Regium'ların bundan haberi yok. Yarın sabah da duyuru yapılacağı söylenecek, bu yüzden kimseye bahsetmediğine emin ol."
Claudio anlamış bir şekilde başını salladı, zaten konuştuğu pek bir Regium yoktu. Cael bunu söylediğine göre artık gidecekmiş gibi duruyordu. Sormak ve sormamak arasında kaldıktan sonra dudaklarına hâkim olamadı. "Onu görebilir miyim?"
Cael diğerinin isteğiyle tamamen ona döndü. Kısa bir düşündükten sonra Caro'nun onlara yapmış olabileceklerinin aklına gelmesiyle belki de en azından bu kadarını hak edeceğine karar verdi fakat Claudio hemen ellerini iki yana sallamıştı Cael'in cevaplamamış olduğunu görünce. "Ya da boş ver, gerekli değil..."
"Seni oraya götüreyim." dedi Cael onun sözünü bölerek. Bununla Claudio'nun paniği tamamen silinmişti. "Üstünü değiştir gel, ceketini giyme."
Claudio, Cael'in gerçekten buna izin vereceğini düşünmemişti. Gülümseyerek onu onayladıktan sonra perdeyi çekerek kıyafetlerini değiştirmeye koyuldu. Ceketini giymediğinde Regium C olduğunu kimse anlayamazdı, bu yüzden neden orada olduğunu sorgulamazlardı. Hızla işini bitirince perdeyi geri açmadan önce derince uyuyan Destin'e son bir bakış atmıştı.
Ardından pencereden çıkıp Cael'in yanına indi. Bunu yaparken pencereyi kullanmanın kapıyı kullanmaktan daha kolay olduğunu düşünmeden edememişti. Cael onun hazır olduğunu görünce yola koyuldular.
Zindanlara gelmeleri uzun sürmemişti. Cael; prens olduğu için sarayı avcunun içi gibi biliyordu, bu yüzden onu gizli geçitlerden oraya götürmüştü. Kapıyı sihirle açıp içeri girdiklerinde onları iki korumanın beklediğini gördü. Cael bir şey demeden geçmiş olduğu için Claudio da fazla etrafa bakarak oyalanmadan onu takip etti.
Birkaç hücreyi geçtikten sonra Cael sonunda durmuştu. Yine sihir kullanarak hücreyi açtıktan sonra oradaki korumalara baktı. Böylece korumalar onları yalnız bırakmak üzere koridordan çıkmışlardı.
Ağır metal kapıyı araladıktan sonra Cael kapının önünden çekildi ve yanındaki duvara yaslandı. Sesi kısıktı. "İşin bittiğinde hâlâ nefes aldığına emin ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALF & HALF - Yarı Melek [BL]
FantasiHalf & Half serisinin ikinci kitabıdır. ////// BL yani iki erkek arasındaki aşk kitapta yer almaktadır, ona göre okuyun~ Umarım beğenirsiniz. :)