𝟚𝟜. 𝔹𝕠𝕝𝕦𝕞

2.6K 217 296
                                    

Jae Eun hızlı ve sert adımlarla yürürken olabildiğince ağlamamaya çalışıyordu. Bir kaç dakika önce Namjoon'un ağzından kaçırdığı o cümle yüzünden oldukça yıpranmıştı çünkü.

Hapishanenin kapısından içeri bir adım attığında derin bir nefes alıp etrafına bakınmıştı.

Yaklaşık bir ay önce istedikleri şeyi başarıp Felix ve babasını yakalatmışlardı.

Felix hapishaneye giderken babası akıl ve ruh sağlığı hastalıkları hastanesine yatırılmıştı.

Jungkook ise ceza almıştı yaklaşık bir yıl kadar.

Bu süre zarfında Jae Eun sürekli ziyaret ederek ders çalıştıracaklardı ona.

Hapishaneden çıktığı gibi üniversiteye başlaması gereken Jungkook aslında pek de okumak istemiyordu.

Ama Jae Eun zorluyordu onu okuması için. Okumasa bile liseden mezun olmasını istiyordu.

Sınava da bir kaç gün kalmıştı zaten. Ona son bir test kitabı getirmişti çözmesi için.

Hızlı adımlarla içeri girip memura yanındaki çantasını gösterince içine bakmaya başlamıştı.

"Tamam" diyerek geri çekildiğinde çantanın fermuarını kapatıp görüşme odasına girmişti Jae Eun.

Jungkook ortalarda küçük bir masada otururken üstündeki o turuncu takıma alışmıştı artık Jae Eun.

Hızlıca masaya yaklaşıp çantayı masanın üstüne bıraktığında Jungkook kafasını kaldırmış ve gelen Jae Eun'a bakmıştı.

Ayağa kalkıp "Hoş geldin sevgilim" diyerek ona sarıldığında karşılık vermişti Jae Eun ona.

Kısaca "Hoş buldum." dedikten sonra masaya oturan Jae Eun'a bakarken gözlerini çantaya çevirmişti Jungkook.

"Getirdin mi test kitabını?" diyerek çantayı açtığında olumlu anlamda kafa sallamıştı Jae Eun.

"En zorunu getirdim."

Jungkook gülümseyip kitabı çantadan çıkarttığında "Haftaya sahneleyeceğimiz oyunu unutmadın değil mi?" diye sormuştu. Jungkook da "Asla unutmam" demişti.

Jae Eun'ın ve öğretmenlerinin hakime yalvarması sonucu bir günlük izin alabilmişti Jungkook Romeo ve Juliet oyunu için. Tabii polisler de eşlik edeceklerdi ona.

"Hapishane müdürümden izini kaptım ve provalarımı boş bir hücrede yaptım. Cidden çok ama çok güzel olacak!"

Jae Eun olumlu anlamda kafa salladıktan sonra derin bir nefes alıp Jungkook'un elini tutmuştu. Jungkook da gözlerini test kitabından çekip Jae Eun'ın gözlerine getirmişti.

"Üniversiteye gideceksin değil mi?"

Jungkook gülümseyip "Eğer güzel bir yer tutturursam giderim" dediğinde "Okuyup güzel bir meslek edinmen gerekli Jungkook. Yoksa... İleride çocuklarımıza bakamayız" demişti Jae Eun. Jungkook da ifadesiz bir şekilde ona bakmıştı.

Olumlu anlamda kafa sallayıp "Evet dediğinde ellerini onun elleri arasıdan çekip "Kaç çocuğumuz olmasını istersin?" diye sorunca sahte bir şekilde gülümseyip "B-bilmem" demişti Jungkook.

"Bence iki ideal. Sence?" dediğinde olumlu anlamda kafa sallamıştı Jungkook.

Jae Eun'ın gözleri dolduğunda "Ne zaman söyleceksin peki bana?" diye sormuştu. Jungkook ise "Neyi?" diyerek Jae Eun'ın gözlerine bakmıştı.

"Hiçbir zaman anne olamayacağımı"

Jungkook "S-sevgilim" diyerek Jae Eun'ın ellerini tuttuğunda hızlıca ellerini geri çekip "Neden böyle yapıyorsun Jungkook? Hah, neden?" diye sormuştu ona.

𝔻𝕦𝕞𝕒𝕟² ❦ 𝕁𝕁𝕂 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin