Genel Başkan karşımda duruyordu. Hasta yatağında doğruldum ve "Hoş geldiniz efendim." dedim.
"Hiç rahatını bozma. Sadece geçmiş olsun demek için geldim. Nasılsın?" diye sordu.
Genel başkanı daha önce hiçbirimiz görmemiştim ve şimdi karşımızda olması heyecanlandırmıştı.
"İyiyim efendim. Sadece biraz ağrım var." dedim.
"Tam olarak nereden vuruldun?" diye sordu.
"Karnından." dedim.
Kaşlarını çaktı ve "Çelik yelekler olması lazım. Nasıl karnından vuruldun?" diye sordu genel başkan.
"Ben o anki vurulmanın acısını yaşıyordum. Yanlış biliyor olabilirim." dedim.
"Biraz daha alt kısımdan vuruldun." dedi Dengiz.
"Her türlü iyiyim." dedim.
"Kurşunun geldiği kısımdan dolayı biraz sorun yaşayacaksın." dedi Tuğalp.
"Nasıl? Anlamadım." dedim.
Dengiz "Hani Karan'ın çocuğu bizim ileride olabilecek çocuklarımıza abi ya da abla olur demiştin ya o pek mümkün değil." dedi.
"Anladım." diye mırıldandım.
Bir anda hayat o kadar iğrenç bir hal almıştı ki ne diyeceğimi bilemiyordum.
"İstersen rekabetten ayrılabilirsin." dedi genel başkan.
"Hayır. Rekabetin dışında kalmayacağım. Ben rekabetin içinde olacağım. Şimdi geri dönmek istiyorum." dedim.
"Sen bilirsin. Ben zamanım daha fazla yok. Tekrar geçmiş olsun." dedi genel başkan ve odadan çıktı.
Gözümden yaş akarken "Anne." dedim.
Annem hızla bana gelip sarıldı. Dayanamayıp hıçkırarak ağlıyordum. Çoğu genç kızın hayali annesi gibi olabilmektir. Şuan annemin bir ailesi var. Çocuğu var. Benim neden olamayacak?
Annem benden ayrılınca Dengiz'e baktım. Onun da gözleri dolmuştu.
"Ben özür dilerim. Karan'ı kurtarmaya o kadar çok odaklanmıştım ki depoya giren adamı umursamadım." dedim.
Dengiz bana gelip sıkıca sarıldı ve "Bazı şeyler olmasa da olur. Sen ol yeter ki." diye fısıldadı.
"Seni çok seviyorum." dedim.
"Bende seni çok seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rekabetin İçinde
ChickLitBir rekabetin içindeydik. Sadece bir tarafın fedakarlıklar yaparak kazanabileceği bir rekabet...