12.Bölüm

13.3K 627 111
                                    

Hala şaşkınca ona bakarken "Burda ne işin var?"

Karşımda duran kişi Güney'den başkası değildi.

Güney çatık kaşlarla "Aynı şeyi benim sana sormam gerekiyor."

Onunda beni burda görmeyi beklemediği belliydi. Derin bir nefes alıp "Annemlerin haberi var mı?"

Başımı olumsuz anlamda salladım.
Doğrulup omuzlarımdan tuttu "Gel senle bir anlaşma yapalım."

Merakla ona bakarken "Sen beni burda gördüğünü unut bende seni annemlere söylemeyeceğim."

Kuşkuyla tek kaşımı kaldırıp "Başına mı vurdular?" dedim.

Güney cebinden bir şey çıkardı. Dikkatli bakınca bunun kolyem olduğunu fark ettim.
Onunla tartışınca kırık kolyemi ona fırlatmıştım. Ama şimdi avcuma bıraktığı kolye sağlamdı.

Merakla ona bakarken gülümseyip "Normal şartlada da sevimsizsin ama surat yapan halin hiç çekilmiyor."

Bu onun kendince özür dileme şekliydi.

Ben de gülümsedim "Sağol Güney. Beni kurtardığın için ve kolye için."

Tartışmamızın gereksiz uzamasının biraz da sebebi bendim bunu aştığımıza sevindim.

Güney şapkasını takarken "Ve bir daha böyle yerlere gelme. Sana zarar gelmesini istemem."

Ben cevap veremeden o koşarak uzaklaşmaya başladı.

O gözden kaybolurken şaşkınca arkasından bakakaldım. Halbuki ben eve gitmem için ısrar etmesini bekliyordum.

"Kimdi o?"

Arkamdan gelen sesi duyunca irkildim.
Arkamı dönünce bir iki adım uzağımda dudağı patlamış Ateş'i görünce hem korktum hem şaşırdım.

Ateş kaşlarını çatıp elinin tersiyle dudağındaki kanı silerken "Dilini mi yuttun sarı !"

Başımı iki yana sallayıp Güney'in dediğini yaptım. Onu burda gördüğümü unuttum.

"Yüzünü görmedim." deyip kollarımı önümde bitleştirdim.

Ateş üzerime doğru bir adım atıp "Umarım yalan söylemiyorsundur. Senle konuştuğunu gördüm." Kuşkuyla bana bakıyordu.

"İyi olup olmadığımı sordu sonrada gitti hepsi bu." diye kendimi savundum.

Ateş tek kaşını kaldırıp "Tuhaf kızsın sarı. Sende bir şeyler olduğunu hissediyorum."

"Neden bu kadar umrunda ki Ateş? Senin burda olduğunu bile bilmiyordum. Yaptıklarından sonra senin çevrende durmak bile istemiyorum. Ama şimdi peşimden geliyorsun ve bir şeyler çevirdiğimi ima ediyorsun." Sesim yükselmişti.

Ateş alayla gülümsedi "Peşinden gelmek mi? Gülünç olma sarı . Arabamın önünde duran ya da beni bekleyen sensin." deyip eliyle arabasını işaret etti.

Kahretsin resmen arabasının birkaç adım uzağında duruyordum.

Daha bir şey söylemedim. Bir anda aklıma Pelin geldi. Hızla kulübe dönüp gidecektim ki Ateş elini karnımın üzerine koyarak durmamı sağladı.

Azarlarcasına "Nereyee?" dedi.

Telaşla "Pelin içeride onu çıkarmam lazım." ne diye açıklama yapıyorsam.

Eli hala karnımın üzerindeyken hafifçe geriye itti beni. Ben şaşkınca ona bakarken "Yeterince olay çıktı bekle." diye emretti.

Ben ona cevap veremeden bize doğru gelen Barkın'la Pelin'i fark edince rahatladım. Daha doğrusu kahkaha atan Pelin'i kolundan sürükleyen Barkın'ı gördüm desem daha doğru olur.

Zehir -Yeni Başlangıçlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin