62.Bölüm

5.5K 325 180
                                    

Duyduğum sesle arkama döndüm. Bu Ozan'dan başkası değildi.

Şaşkınca "Ozan?" dedim ama ilk defa gözlerince neşeden uzak bir duygu yakaladım. Neydi bu öfke , nefret?

Ozan bana doğru yaklaşırken Baran keyifsizce gülümsedi ve iki parmağıyla işaret vermesiyle iki kişi Ozan'ı durdurdu.

Ozan "Yazıklar olsun sana. Bende seni gururlu sanırdım. Her şeyi bilmene rağmen nasıl bu adamla birlikte olursun!"

Gözlerimin dolduğunu hissettim Ozan "Lan hepimizi geç bizi boşver Güney'i de mi düşünmedin!"

Ona doğru ilerleyerek "Ozan ben.." diyordum ki Baran beni durdurdu ve "Seni bu kadar rahatsız eden ne küçük enişte? Kendi sorunlu ufaklığını hallettinde ne cürretle benim ilişkime karışıyorsun!" diye sesini yükseltti. Baran ,Ozan'ın omzunu tuttu ve benim duyamayacağım şekilde bir şey söyledi.

Ozan onu tutan adamları itti ve "Pis oyunlarına saf kızları karıştırmaya ne zaman başladın Kozcuoğlu? O senin oyunlarından anlamaz bıraz artık.." dedi uyarırcasına.

Baran eğlenen bir şekilde "Kimsenin durumundan şikayetçi olduğu yok.."

Bu da ne demekti şimdi? Kaşlarımı çattım. Tanımadığım bir çocuk geldi ve "Ozan senin sıran geldi hadi ringe çıkmana sadece beş dadika var.."

Ozan onaylarcasına başını salladı. Baran'ın yanından geçti ve tam yanımda durdu. Elini omzuma koydu ve "Sen Güney gibi değilsin, yapma." dedi ve el çabukluğuyla elime katlanmış bir kağıt koydu ve uzaklaştı..

Elimi yumruk yaptım. Baran "Seni eve götüreyim.." dedi.

Kaşlarımı çatıp ona döndüm "Ozan'a ne söyledin? Ya da ne ima ettin? Yok kimse şikayetçi değil falan? Baran benden bir şey saklama.."

Bana doğru yaklaştı. Ciddiyetle yüzümü süzerken , gözümün önüne gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı "Gel bir konuda anlaşalım. Ben Ateş değilim yani ona böyle canının istediği davranmış her istediğini yaptırmış olabilirsin ama böyle değilim. Bir şeyi bilmen gerektiğini düşünsem zaten söylerim. Ben söylemiyorsam sen de sorgulamazsın net anlaşıldı mı?"

Gülümseyim bir adım geri çekildim ve elini ittim "Hayır efendim anlaşılmadı. Dakika bir gol bir. Bence de bir konuda anlaşalım. Sen Ateş değilsin ona tahammülüm kalmadı sende ilk günden gereksiz egonla sınırlarımı zorluyorsun.."

Baran tekinsizce gülümsedi "Bir saat önce öyle demiyordun?" dedi sorarcasına.

"Bir saat önce karşımdaki kişiyle senin aynı kişi olduğuna şüpheliyim. Harbi böyle kaç masken var.."

Baran tam karşıma geçti ve ellerini omzuma koydu "Sana her şeye son verme şansını verdim. Güney gerçekleri öğrenebilirdi ama sen kendin bunu istemedin. Asıl senin kaç masken var?" Kulağıma doğru yaklaştı "Ben kimseye ikinci şansı vermem mavi göz. İyi düşünüp doğru karar verseydin. Ve.." deyip uzaklaştı yüzünü buruşturarak "İlk dakikadan çekici olmaya başladın . Ama bu hesap sormalar, merak etmeler hiç bana göre değil söyliyim.."

Ellerimi iyice yumruk yaptım "Ben gidiyorum."

Baran yukarı terası işaret etti ve "Daha erken biraz bekle seni bırakırım.. Hem en sevdiğin arkadaşın Ozan mı ne onun maçı var.."

"Yanlız bak söyliyim hiç benlik değil bu tavırlar.." diye onu taklit ettim.

Baran kahkaha attı "Aslanla kuzunun aşık olduğu saçma bir masal vardı ona benziyoruz.."

Yukarı çıkarken "Ya aşk.." diye mırıldandım.

Baran gerçekten çok çok yakışıklı. Pek çok kişiyi kendine hayran bırakacak büyülü bir muhteşemliğe sahip. Ve ben de buna kapıldım. Ama sanki pişmanlık şimdiden damarlarımda dolaşmaya başladı. Güney'e ihanet etmiştim. Ne için , ne uğruna? Aslında Güney'in söyleyeceğim her şeyi zaten bildiğene kendimi inandırmıştım ama kimi kandırıyorum? Baran her şeyi itiraf edecekti ama ben sırf Baran' dan hoşlandığım için aptalca hareket etmiştim.

Zehir -Yeni Başlangıçlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin