Zehir -Yeni Başlangıçlar

57.Bölüm

Uyanmam gereken saatten bir saat önce uyandım ve yatağımda tavanı izliyorum. Olanları düşünüyorum. Olmaması gerekenleri. Tek düze bir hayatım vardı ne ara bu kadar olay yaşamıştım? Son dönemde olan olaylar kafamı karıştırıyordu.

Önce Ateş'le Damla'nın barda herkesin için de öpüşmesini düşündüm. Bir defasında Damla'ya Ateş'ten hoşlandığını ima etmiştim. Damla'ysa bunu sert bir dille yalanamıştı. Beraber takıldığımız süre boyuncada Damla ile Ateş'in hiçbir yakınlığını görmemiştim. Güney'in kardeşiyim diye beni oyuna getirmek için rol yaptılar desem iyi de bizim kardeş olduğumuzu depoda öğrenmişlerdi. Hatta Damla benim Güney'ler için çalıştığımı düşünüp tavır almıştı. Hatta hepsi tavır almıştı. Bu da bir numara olsa bile yine beraber geçirdiğimiz süre boyunca Damla'nın bana kıskanarak ya da imrenerek baktığını bir defa bile görmedim.

Peki o zaman o sosyal medyadaki fotoğraf neydi? Ya da barda onları öyle görmem.

Ateş böyle bir şeyin olmadığını söylüyor. O bara hiç gitmediğini söylüyor. Öyleyse ben onların ikizlerini mi gördüm (!) saçma.

Güney zamanında onada Damla'nın böyle bir şey yaptığını söylüyor. Peki ya Baran? Nerde bana anlattıkları o ürkütücü sosyopat çocuk?

Ateş'in iması güya Baran bana aşıkmış. Adamın sevgilisi var. Gözümden kaçmış değil madem Selen Baran'ın sevgilisi o zaman neden ben Selen'e vurunca Baran bana hiçbir tepki göstermedi? Hatta neden Doruk' dan kurtardı? Sanki bu yapbozun parçalarının yeri değiştirilmiş. Neyi gözden kaçırıyorum?

Baran'la Selen eskiden sevgiliydi. Sonra ne oldu bilinmez Baran Selen'e kötü bir şey yapıyor ve ayrılıyorlar. Tuvalette Selen Barandan korkmadığını söylüyordu. Baran Selen'le kavgamızda bir nevi benim tarafımı tuttu. Hemen ertesi gün pat biz sevgiliyiz? Hadi ya ciddi misin?

Ne döndüğünü cidden merak ediyorum. Selen'le konuşsam kesinlikle benle konuşmaz. Bence bu iyi bir seçenek de değil zaten. Malum sorunlu abisi beni pek sevmiyor. O Doruk'u da unutmuş değilim. Beni havuza attı pislik. Iyi ki Baran ordaydı da kıyafetlerini bana verdi. Işte sorun bu Baran ve iyi kelimesi bir cümlede geçmemeliydi. Kimse kartlarını açık oynamıyor.

Dün Baran'ın kıyafetlerini makineye atıp yıkadım ve paketleyip çantama koydum. Bugün okulda veririm.

Aklımdaki soruların beni yiyip bitireceğini anlayıca daha fazla dayanamayıp kalktım ve Güney'in odasına gittim sesizce. Kapıyı sesizce kapattım. Yatağa doğru yaklaşırken odanın topluluğuna hayret ettim doğrusu.

Yatağın kenarına kıvrılıp oturdum ve Güney'i omzundan dürttüm "Güneyyy..." tepki vermeyince daha sert bir şekilde omzuna vurdum ve en sonunda "Hmmm" diye mırıldandı.

"Ya Güney kalksana bir şey soracağım.." dedim tatlı bir sesle.

"Defne gözünü seveyim git başımdan.." deyip arkasını bana döndü.

"Ya Güney kalk Asiye ultra dekolteli elbiseyle kapıya dayandı. Babam küplere bindi.." dememle Güney şok içinde doğrulup "Nee.." dedi şaşkınca.

Pis pis sırıttığımı görünce kafama yastıkla vurdu "Ya sen hangi günahın bedelisin? Kızım ne istiyorsun sabahın köründe? Vicdan azabı gibi çöktün üstüme.." diye sinirle sordu.

Sevimlice "Ya sonra ödeşiriz. Valla bak sana sormam gerekenler var.."

Güney oturur pozisyona geçti ve kollarını çiçek yaptı "Ha söyle bakalım beni kıymetli uykumdan uyandıracak kadar önemli ne olabilir?"

"Ya bence Selen ve Baran sevgili değiller bak bu işte bir şey var??" dedim sorarcasına.

Kaşlarını çattı ve komidinin üzerinde duran saate bakım bana döndü " Sabahın altı buçuğunda cidden Baran'ın ilişki durumunu konuşmak için mi uyandırdın?" dedi huysuzca.