Yerimde kilitlenmiş kalmıştım. Arkamdaki kapı kapanmıştı, ben ise kapıya yaslıydım. Uraz aynı ağır hareketlerle yataktan kalktı. Elindeki fotoğrafları üst üste getirdi, ve acımasızca hepsini en küçük parçalarına kadar, gözlerimin içine bakarak yırttı, onları yere attı. Korku dolu gözlerle ona bakıyordum. Gözyaşları gözlerimi esir almıştı. Uraz bir anda tüm ağır hareketlerini kesti, hızlı adımlarla yırttığı fotoğrafların üzerinden geçti ve tam karşımda dikilip ellerini sertçe boğazıma sardı. Ani hareketi yüzünden kesilen nefesim başımı döndürmüştü. İçinde şimşekleri besleyen ela gözleri beni yıkmak istermiş gibi bakıyor, kemikli elleri zarif boynumu daha sert kavrıyordu. Ama yine de canımı yakmıyordu. Elleri sadece varlığını hissettirmek istermiş gibi orada duruyor, beni daha da tedirgin ediyordu. Tehlikeli bir sesle fısıldadı. "Sana tek bir soru soracağım ve bana cevabını vereceksin." Başımı sallamak, onu onaylamak istiyordum, ama elleri boynumu öyle sert kavramıştı ki, hareket edemiyordum. Gözümden bir damla akan yaşla gözlerimi kapattım. Sesi duyuldu. "Sen kimsin?" Artık saklamanın bir anlamı yoktu. Düştüğüm bu durumdan daha kötü bir durum olamazdı. Fısıldadım. "Kardeşinim." • Verda Yiğiter; on yedi yaşında, annesiyle birlikte küçük apartman dairelerinde yaşayan bir genç kız. Hayatı boyunca 'baba' özlemi çekmiş olsa da, bunu asla belli etmez, mutluluk için elinden gelen her şeyi yapıp annesinin onunla gurur duyması için sürekli çabalar. Ta ki geçmişin tozlu sayfalarındaki gerçekler onu buluncaya dek. #üzüntü | 1. #sevinç | 1. © 2021 | sarhosbikadin.