2.BÖLÜM

4.4K 133 22
                                    

Adıyaman halkı cana yakın ve sevecendi , durumu anlattığım insanlar ya cebime para koydu , ya da elleriyle götürüp yemek yedirdi.

Ama bir amca vardı ki , beni evine davet etti , gel bakalım benimle genç adam , bir kör bir topal yaşıyoruz eşimle , bizimde kimsemiz yok , bir kaç gün bizde kal , sonra bakarız bir hal çaresine diyip beni evine götürdü.

3 gün bu amcanın yanında kaldım.

3 günün sonunda , amca , ben size rahatsızlık verdim yeteri kadar , iznin olursa gitmek istiyorum dedim.

Amca bana bakıp , nereye peki diye sordu.

Bilmiyorum amca , allah yar olur dedim.

Amca biraz düşündükten sonra , gel benimle dedi.

Beni bir dergaha götürdü.

Burada kal , burada sana yemekte verirler , yatakta verirler , ilimde öğretirler dedi.

Çok değişik bir yerdi , aynı camii gibi .

Dergahın içinde binlerce kitap vardı. Tıpkı bir kütüphane gibi.

Amca orada birileri ile konuştuktan sonra yanıma bir adam geldi.

Beni üst kata çıkarıp , yatacağım yeri gösterdi.

Burası aynı yurt gibiydi.

Burada kalan Benim gibi onlarca insan vardı .

Adama dönüp , ama benim param yok dediğimde , adam yüzüme bakıp , gülümseyerek ,allah var dedi.

İçimde tarif edilemez bir huzur vardı.

3 gün sonra kendime bir iş buldum.

Lokantanın birinde önce bulaşıkçılık yapmaya başladım.

Akşamları dergahta bize kuran dersleri veriyorlardı.

1 ayımı doldurdum burada.

Kimseyle konuşmaz , erkenden işime gider , işten sonra dergaha dönüp derslere katılırdım. Sonra da çıkıp uyumaya geçerdim.

Yalnız dikkatimi çeken bir olay vardı.

Son zamanlarda dergaha Yaklaşık 75 yaşlarında bir dede gelmeye başladı.

Öylece oturur , kuran okurdu.

Onlarca insan varken gözü hep üzerimdeydi.

Ben ise elimde kuran , onu farketmemiş gibi davranır , kuran okumayı öğrenmeye devam ederdim 

Yine işten döndüğüm bir akşamdı.

İçimden hiç bişey yapmak gelmiyordu.

Dergaha girdim , sessizce bir köşeye oturdum , öylece oturup boş boş bakınıyor , geçmişimi düşünüp içten içe ağlıyordum.

Öylesine dalıp gitmişim ki , omzuma dokunan el ile irkildim 

Başımı kaldırıp baktığım karşımda o bahsettiğim dede vardı.

Önce önüme diz çöküp , elleriyle gözümden akmaya yakın olan göz yaşlarımı silip , adın ne senin evlat dedi.

Ben dedenin gözlerine çaresizlik içinde bakıp , seyyid dedim. Benim adım seyyid.

Allahın selamı üzerine olsun seyyid , benim adım affan dedi.

Günlerdir seni izliyorum , çok temiz ve masum bir yüzün var , ama kalbin ise o kadar kararmış.

Nedir senin hikayen dedi.

Ben o an kendimi tutamayarak , ağlaya ağlaya herşeyi anlattım.

Saatlerce pür dikkat beni dinledi.

Hiç yorum dahi yapmadı.

Sağ eliyle omzuma dokunup , benim de kimim kimsem yok , son nefesimde yanımda biri olsun istiyorum , benimle gelmek istermisin dedi.

Affan dedenin gözlerine bakıp , olmaz , kimseye yük olmak istemem , hem burada kuran okumayı öğreniyorum , özür dilerim ama gelemem dediğimde , affan dede gözlerime bakıp , ben sana öğrenmek istediğin herşeyi öğretirim , zaten koca evde yanlız yaşıyorum , gel benimle , belki de beni sana allah gönderdi dedi.

Bu kelimesinden çok etkilendim.

Gözlerinin içine bakıp , başımı salladım.

Kalk evlat , eşyalarını topla , gidelim dedi.

Eşyalarımı topladıktan sonra , affan dedenin evine doğru yürümeye başladık.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin