Adıyaman halkı cana yakın ve sevecendi , durumu anlattığım insanlar ya cebime para koydu , ya da elleriyle götürüp yemek yedirdi.
Ama bir amca vardı ki , beni evine davet etti , gel bakalım benimle genç adam , bir kör bir topal yaşıyoruz eşimle , bizimde kimsemiz yok , bir kaç gün bizde kal , sonra bakarız bir hal çaresine diyip beni evine götürdü.
3 gün bu amcanın yanında kaldım.
3 günün sonunda , amca , ben size rahatsızlık verdim yeteri kadar , iznin olursa gitmek istiyorum dedim.
Amca bana bakıp , nereye peki diye sordu.
Bilmiyorum amca , allah yar olur dedim.
Amca biraz düşündükten sonra , gel benimle dedi.
Beni bir dergaha götürdü.
Burada kal , burada sana yemekte verirler , yatakta verirler , ilimde öğretirler dedi.
Çok değişik bir yerdi , aynı camii gibi .
Dergahın içinde binlerce kitap vardı. Tıpkı bir kütüphane gibi.
Amca orada birileri ile konuştuktan sonra yanıma bir adam geldi.
Beni üst kata çıkarıp , yatacağım yeri gösterdi.
Burası aynı yurt gibiydi.
Burada kalan Benim gibi onlarca insan vardı .
Adama dönüp , ama benim param yok dediğimde , adam yüzüme bakıp , gülümseyerek ,allah var dedi.
İçimde tarif edilemez bir huzur vardı.
3 gün sonra kendime bir iş buldum.
Lokantanın birinde önce bulaşıkçılık yapmaya başladım.
Akşamları dergahta bize kuran dersleri veriyorlardı.
1 ayımı doldurdum burada.
Kimseyle konuşmaz , erkenden işime gider , işten sonra dergaha dönüp derslere katılırdım. Sonra da çıkıp uyumaya geçerdim.
Yalnız dikkatimi çeken bir olay vardı.
Son zamanlarda dergaha Yaklaşık 75 yaşlarında bir dede gelmeye başladı.
Öylece oturur , kuran okurdu.
Onlarca insan varken gözü hep üzerimdeydi.
Ben ise elimde kuran , onu farketmemiş gibi davranır , kuran okumayı öğrenmeye devam ederdim
Yine işten döndüğüm bir akşamdı.
İçimden hiç bişey yapmak gelmiyordu.
Dergaha girdim , sessizce bir köşeye oturdum , öylece oturup boş boş bakınıyor , geçmişimi düşünüp içten içe ağlıyordum.
Öylesine dalıp gitmişim ki , omzuma dokunan el ile irkildim
Başımı kaldırıp baktığım karşımda o bahsettiğim dede vardı.
Önce önüme diz çöküp , elleriyle gözümden akmaya yakın olan göz yaşlarımı silip , adın ne senin evlat dedi.
Ben dedenin gözlerine çaresizlik içinde bakıp , seyyid dedim. Benim adım seyyid.
Allahın selamı üzerine olsun seyyid , benim adım affan dedi.
Günlerdir seni izliyorum , çok temiz ve masum bir yüzün var , ama kalbin ise o kadar kararmış.
Nedir senin hikayen dedi.
Ben o an kendimi tutamayarak , ağlaya ağlaya herşeyi anlattım.
Saatlerce pür dikkat beni dinledi.
Hiç yorum dahi yapmadı.
Sağ eliyle omzuma dokunup , benim de kimim kimsem yok , son nefesimde yanımda biri olsun istiyorum , benimle gelmek istermisin dedi.
Affan dedenin gözlerine bakıp , olmaz , kimseye yük olmak istemem , hem burada kuran okumayı öğreniyorum , özür dilerim ama gelemem dediğimde , affan dede gözlerime bakıp , ben sana öğrenmek istediğin herşeyi öğretirim , zaten koca evde yanlız yaşıyorum , gel benimle , belki de beni sana allah gönderdi dedi.
Bu kelimesinden çok etkilendim.
Gözlerinin içine bakıp , başımı salladım.
Kalk evlat , eşyalarını topla , gidelim dedi.
Eşyalarımı topladıktan sonra , affan dedenin evine doğru yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - Korku
FantasyBu kitap , paranormal alanda yazılan kitapların en iyileri arasında yer almaya adaydır. LÜTFEN OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN. Hikayenin tüm hakları , YOUTUBE : SİMSİYAH KORKU HIKAYELERİ KANALINA AİTTİR VE TÜM BÖLÜMLER YOUTUBE KANALINDA SESLENDİRİLMİŞTİR...