92.bölüm

878 88 8
                                    

Daha buyrun demeden , hocam , allah rızası için kurtar bizi , bizi öldürecekler , bir arkadaşımızı öldürdüler , sıra bize geldi dedi.

Panikle onları içeriye aldım.

Durun hele , önce bir sakin olun , oturun ve soluklanın diyip onları içeriye aldım.

Sonra da , şu işin aslını bir anlatın bakalım dedim.

Hocam , biz bir gaflete düştük ve 3 arkadaş define sevdasına düştük.

Zaten 2 yıldan beri hep kazıp duruyorduk.

Ancak 2 gün önce bir tanıdık vasıtası ile elimize bir harita geçti.

Ama dikkat edin , define sahipli , oraya giren çıkamayabilir dedi.

Bizim gözümüzü para bürüdüğü için bu uyarıyı dikkate almadık.

Hatta haritan 20bin lira ödedik.

Ama başımıza gelmeyen kalmadı dedi.

Ben ise , arkadaşınızın öldüğünü gözünüzle gördünüz mü dedim.

Adam ise , biz mağaranın içinde esrarengiz bir varlık gördük.

Karanlığın içinde göründü bize , biz korkuyla oradan kaçtık ve dışarı attık kendimizi.

Ancak dışarı çıktığımızda ahmetin yanımızda olmadığını gördük.

Korkarak tekrar mağaraya girdik.

Ama o korkuyla dışarı kaçarken feneri içeride düşürmüştük.

Karanlıkta ilerlerken , o siyah varlığı tekrar gördük ama birden fazla kişilerdi.

Yerden sanki birşeyler yiyolardı.

İçlerinden birisi bize bakıp , istermisiniz diyip üzerimize bişey attı.

Attığı şey benim üzerime geldi.

Vıcık vıcıktı , hortum gibiydi , biraz inceledikten sonra bunun bağırsak olduğunu anladım.

Ardından da o varlık , sizinde karnınızı deşicem diyip üzerimize koşmaya başladılar.

Biz korkuyla kendimizi dışarı attık ve arkamıza bakmadan evimize döndük.

Aradan 2 gün geçti.

Ahmete ulaşamadık.

Ailesi başka şehirde yaşadığı için onları arayıpta kara haber vermek istemedik.

Polise Ya da jandarmaya da gitmeye korktuk.

Direk buraya geldik.

Birlikte gidip bir bakalım , eğer ahmet gerçekten ölmüşse , gerekli yerlere , gerekli ifadeleri veririz , ama ortada bir musallat varsa bize de bulaşmadan bize yardım etmenizi istiyoruz.

Lütfen bize yardım edin dedi.

Ben ise , bakın arkadaşlar , bu işin sonunu sizin için pek hayırlı görmiyorum , aklıma başka şeyler geliyor , ama emin olmak adına sizinle geleceğim dedim.

Ardındanda , hadi bakalım , gidelim , şu mağara neredeymiş içine girip bakalım dedim ve yola çıktık.

Adıyamanın yüksek kesimlerinde dağlık taşlık bir yere geldik.

Mağara az yukarda iki kayanın arasındaydı.

Ben her ihtimale karşı mağarayı koruma altına aldım ve adamlara bakarak , ben şimdi içeri giricem , siz burada beni bekleyin dedim.

Ardındanda içe girdim.

İçerisi çok nemli ve basıktı.

İlerledikçe nefes almak gerçekten zorlaşıyordu.

Elimde fenerle etrafa bakınırken kayda değer hiç birşey göremiyordum.

Bilğiniz sıradan bir mağaraydı.

Zaten burda define olsa herkes burayı rahatlıkla bulabilir ve buraya rahatlıkla girebilirdi.

İçimdeki kuşkular artmaya başladı.

Fenerle etrafa bakarken , yerde pıhtılaşmış kan lekeleri gördüm.

Eğilip biraz inceledim.

Sonra da gözüme o bahsettikleri bağırsaklar çarptı.

Oraya doğru gittim , bağırsağı elime aldım ve incelemeye başladım.

Ardındanda doğrulup mağaranın derinliklerine ilerledim.

Ama tamda o sırada yabani bir hayvan sesi duydum.

Hemen fenerle o tarafa doğru gittiğimde , çakal sürüsü birşeyin başına çökmüş Bir şeyler yiyordu.

Beni farkettiklerinde üzerime saldirmaya başladılar .

Ben koşarak kendimi mağaradan dışarı nasıl attım inanın bilmiyorum.

Benimle birlikte 4-5 çakal sürüsüde dışarı çıkıp dağda koşarak kayboldular.

Ben adamlara bakıp , benimle gelin , hep beraber içeriye giricez , bu çakal sürüleri birşeyleri yiyolardı dedim.

Ardından içeriye girdik.

Tam da o noktaya vardığımızda çakal sürüsünün yediği şeyin bir domuz leşi olduğunu gördük.

Paramparça olmuştu.

Sanırım bu kanlar ve o bağırsaklar bu domuza aitti.

Daha sonra etrafa iyice bakındıktan sonra ahmete dair hiç bir ize rastlamadık.

Daha sonra mağaradan dışarı çıktık.

O sırada mennan bana bişeyler fısıldıyordu.

Tamda tahmin ettiğim gibiydi.

Mennanın bana fısıldadıklarını adamlara aktardım.

Siz bu ahmeti ne kadar tanıyosunuz , anlatın hele dedim.

Adamlar anlatmaya başladı.

Biz onunla 6 ay önce tanıştık , define işlerine oda meraklıydı.

Birlikte bir kaç kazı yaptıktan sonra birbirimize alışmıştık. 

O günden beri arkadaşlığımız devam etmekte dedi.

Ben ise adamlara bakıp , sizi bilmem ama ahmet defineyi bulmuş ve ortadan kaybolmuş , sizi atlatmış dedim.

Adamlar şaşkınlıkla , iyi ama biz burada kazı bile yapmadık , ayrıca bizden sonra da gelip kazacağını düşünmüyorum çünkü içerde yeni kazılan bir yer yok dedi.

Ben ise , bakın arkadaşlar , bu mağaranın kendisine hayrı yok , dolayısı ile içerde define falanda yok.

Harita için ne kadar ödemiştiniz , 20 bin miydi dedim.

Evet dediler.

Ben ise , ahmet size sağlam tezgah kurmuş.

O haritayı aldığınız kişiler ahmetin arkadaşları. İş birlikçi yani.

Bu yüzden ahmet 20 bin liralık bir defineyi sizin cebinizden çıkarmış ve sırra kadem başmış dedi gülerek.

Bu da size ders olsun.

Şimdi yapacağınız tek şey , kolluk kuvvetlerine gidip ahmetten şikayetçi olmanızdır.

Ben bu konuda yapacak bişeyim yok dedim ve oradan ayrıldım.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin