51.bölüm

1.4K 72 3
                                    

Ben sinirim den kendi kendimi yiyordum.

Er ya da geç bu intikamı alacaktım.

Ya ben ölecem , ya da onlar.

Benim için , hayatın artık daha da zorlaşmaya başlayacağı belliydi.

Ama kendimi buna hazır hissediyor ve kimseden korkmuyordum.

Sessizce odama çekildim ve uyudum.

Yeni güne , içimde anlam veremediğim bir ferahlıkla uyandım.

Günlerden pazardı.

Sonbaharda olmamıza rağmen , hava gayet güzeldi.

Son 3 gündür çok yorulduğum için , güzel hava dan istifade etmek istedim.

Sonuçta , herşeyden önce bende insanım. Dinlenmeye ve biraz gezip dolaşmaya ihtiyacım vardı.

Kendimi , dışarı attım.

Çok kalabalık ortamları sevmediğim için , doğa da dolaşılabilecek yerleri keşfetmek için , motosikletimi atladım ve dolaşmaya çıktım.

Adıyamanda güzel tarihi yerler ve doğa ile iç içe olabileceğiniz bir çok yer var.

Bunlardan ilk akla gelen ise nemrut dağı.

Herkes bu dağın ismini bilir , ama pek çoğumuz geçmişini bilmez.

Mesela bu dağın adı neden nemrut.

.müsaade ederseniz , bu bilgiyi paylaşmak istiyorum ,ardından da burada yaşadığım bir olayı anlatacağım.

Bir rivayete göre adını, Hz. İbrahim’i ateşe attıran Nemrut isimli Babil hükümdarından alan Nemrut Dağı Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam tarihi açısından farklı anlamlar ifade etmektedir. Lakin halk arasında anlatılan bir efsane oldukça yaygındır. Efsaneye göre, Nemrut Dağı’nda büyük bir krallık hüküm sürüyormuş. O dönem insanlar bin yaşına kadar yaşayabiliyormuş. Nemrut Kralı da tam bin yaşındaymış. Bin yaşına kadar yaşayan kralın beş yüz yaşında bir oğlu varmış.

Kral tek çocuğu olan oğluna çok düşkünmüş. Kralın oğlu, günlerden bir gün Van Gölü kenarına oyun oynamaya gitmiş. Fakat göle düşüp, boğulan oğul, maalesef hayatını kaybetmiş. Kara haberi alan kral çok üzülür. O kadar çok üzülür ki, yataklara düşer ve hasta olur. Amansız bir hastalığa yakalanan krala bir türlü deva bulunamaz. Ölüm döşeğinde olan kral bir gün hasta yatağından kalkar ve yüzünü Nemrut Dağı’na dönerek: ”Benim oğlum yaşı beş yüz yaş, Hele ham tıraş, Bilseydim dünyada ölüm var, Koymazdım taş üstünde baş.” diyerek haykırmış.

Kralın haykırışı, dağın taşlarında yankı bulmuş ve çoğalarak geri dönmüş. Sonrasında yaşadığı acıya daha fazla dayanamayan Kral üzüntüden ölmüş. Bu olay karşısında Nemrut Dağı, duyduğu üzüntüden dolayı patlar ve her yere ateş saçmış. Nemrut Dağı’nda son gerçekleşen volkanik patlama da bu olmuş. O günden sonra bir daha faaliyete geçmeyen Nemrut Dağı’nın, kral ve oğlunun yasını tuttuğuna inanılır ve bu efsane kuşaklardan kuşaklara anlatılır dururmuş.

Neyse , burayı dolaştıktan sonra geri dönecekken , az ilerde , kurumuş bir ağacın yanında bir çift gördüm.

Ellerinde ki bezleri ağaca bağlıyorlardı.

Hiç düşünmeden yanlarına gittim.

Selamımı verip , merhaba , afedersiniz , benim adım seyyid ali .

Yanlış anlamazsanız bir şey sormak istiyorum.

Bu kurumuş ağaca , bu bez parçalarını neden asıyorsunuz, biraz geriden gördüm sizi , üstelik bu bez parçalarını asarken dua ediyorsun.

Bunu yapmanızın sebebi nedir dedim.

Adam konuşmaya başladı.

Merhaba seyyid ali bey.

Ben murat , öncelikle memnun oldum.

Bu dilek ağacıymış.

Daha önce bu ağaçta dilek dileyen arkadaşlarımızın dilekleri kabul olmuş.

Bizde gelip dilek tutalım dedik dedi.

Ben ise , anlıyorum. Bu bir bağtıl inançtır.

Özel değilse dileğinizin ne olduğunu öğrenebilirmiyim dedim.

Umarım çok ciddi bir şey değildir ve umarım bu ağaca bu bez parçasını gerçekten inanarak asmıyorsunuzdur dedim.

Adam cevap verdi.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin