38.bölüm

1.5K 83 18
                                    

Amra ve zülal ölmüştü.

Hem benim için kendilerini defa etmişlerdi.

Görünenden çok , görünmeyen varlıkların verebileceği zararları sanırım artık çok net bir şekilde anlamıştım.

Amra benim yardımcımdı .

Sağ kolumdu.

Affan dedenin benim emrime bıraktığı en iyi yoldaşımdı.

Ve zülal.

Zülal ile evliliğimizin onun hayatını bitireceğini önceden tahmin etseydim , onunla bu yola çıkmazdım.

Ama kader diye bişey var.

Engel olamıyoruz maalesef.

Zülal ilk önceleri , bana hizmet etmesi için emrime verilmişti.

Affan dedenin kızı olduğunu çok sonra öğrenmiştim.

İlk başlarda onunla evliliği düşünmesemde , onun güzelliğine karşı kayıtsız kalamadım.

O kadar güzeldi ki , asla tarifi yok.

Zülal müslüman bir cinniaydı.

Amra ile onunla beraber çok büyük savaşlara girdik.

Hepsini kazanmış , berzah aleminde adımızdan çok sözettirmiştik.

Kafir ordusu bu durumu sindiremeyip bizi bitirmeye çalıştılar.

Ermeni büyücüsü petrus , …

Çok güçlüydü. 

İşin kötü tarafı , o da bir insandı.

Ruhunu şeytana satmış bir dinsiz.

Mihrezin köpeğiydi.

Belki biz onu öldürmüştük ama , bu savaşta amra ve zülal de hayatlarını kaybetmişleri.

Ben mi , ben zaten amra ve zülal den sonra , yaşayan bir ölüye döndüm.

Ve mennan.

Mennan , benim , padişah mürre tarafından emrime verilen bir cin.

Amra ve zülal ölünce , onların görevi mennan üstlenmiş.

Affan dedenin odasında derin bir üzüntü içerisinde oturup , olanları unutmaya çalışırken..

Mennan çıktı karşıma..

Uzun boylu ve siyah saçlı.

Ben ona üzgün gözlerle bakarken , konuştu benimle.

Efendim , beni padişahımız mürre sizin emrinize verdi.

Bu andan itibaren sizin emriniz altında olmaya ve uğrunuzda ve çıktığınız bu yolda size eşlik edecğim.

 sizi korumak için , gerekirse ölmeye ant içtim dedi.

Ben ise mennana bakıp , hoş geldin dostum , hoş geldin , allah bizi çıktığımız bu yolda muzaffer kılsın , hoş geldin dedim.

Mennan amra ya göre daha uzun boyluydu ve iri yapılıydı.

Mennan , efendim .

Yalnız bilmeniz gereken bir şey daha var .    

 amra ve zülal gibi sizinle bu evde yaşamayacağım.

Ancak beni aklınızdan geçirdiğiniz her an yanınızda bulacaksınız dedi.

Ben ise , berzahta bir hareketlilik var mı.

Padişah mürre , bana zülalin mezarını gösterecekti.

Bu konu ile ilgili bir bilgin var mı dediğimde , mennan bana..

Efendim , evet , bilgim var.

Eğer sizde uygun görürseniz , sizi şu an berzaha götürmeye ve zülalin mezarını göstermeye geldim dedi.

Bu haberi alır almaz yerimden fırladım ve hemen beni götür o zaman dedim.

Mennan bana bakıp , sağ tarafıma geçin ve elimi tutu , gözlerinizi kapatın dedi.

Aynen dediğini yaptım.

Yaptığım anda ise kendimi simsiyah bir boşlukta buldum.

Çok geçmeden de sanki çölün ortasına bi gere gelmiştim.

Her yer kurak , bir damla su bile yoktu burda.

Çok sıcaktı.

Yerde ki toprağın sıcaklığı adeta ayaklarım altını yakıyordu.

Sağıma soluma baktım , mennan yoktu , zaten benden başkada kimse yoktu burada.

Yavaş yavaş yürüdüğümde , gözüme uzaklarda bir yerlerde , yemyeşil bir ağaç takıldı .

Bu kadar kurak bir yerde yemyeşil ağaç mı…

Koşarak ağacın yanına gittim.

Aman allahım , burada iki tane mezar ve her iki mezarın başından fışkıran su vardı.

Belli ki burası amra ve mennanın mezarıydı.

Ama hangisi , hangisinin mezarı olduğunu bilmiyordum.

Açıkçası da ilk etapta bilmek istemiyordum.

Çünkü ikiside benim can yoldaşım ve dava arkadaşımdı.

Her nekadar zülal ile evli olmuş olsaydım da , ikisini birbirinden ayırmak istemiyordum.

Ellerimi açıp her ikisine de dua ettim.

Daha sonra mennan belirdi yanımda.

Menna na bakıp amranın mezarı hangisi dedim.

Sol da ki diye cevapladı.

Amranın mezarının başına çöküp , ağlayarak dua edip helallik istedim.

DAha sonra zülalin mezarına yöneldim. 

Zülalim. Rahatmısın… Bedenine toprak batıyor mu.

Beni affet.

Seni koruyamadığım için beni affet diyip , mezarından bir parça toprak alıp yüzüme surdum.

BuArdından mennana dönüp , tamam gidebiliriz dedim.

Mennan ise , efendim. Bir daha ömrünüzün sonuna kadar buraya gelemeyeceksiniz dedi.

Ben ise , ben onun huzur içinde uyuduğunu gördüm ya , gelmesemde olur.

Zülal herzaman benim her anımda , attığım her adım da olacaktır , lütfen beni götür buradan ...

Tekrat mennanın elini tutup , eve döndüm.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin