61.bölüm

1.2K 87 10
                                    

Seni ahmak ademoğlu …

Öleceğini bile bile buraya geldin , sen maliğini kurtar dın ama seni kim kurtaracak bu sefer dedi.

Ben ise , benim yüceler yücesi rabbim var , onun gücüne , hiç biriniz karşı koyamaz dedim ve allaha dua etmeye başladım.

Mihrezin oğlu ise , intikam vakti geldi , kardeşimin intikamını alacağız ve seni burada öldürüp ruhunu buraya hapsedeceğiz diyip , beni sürükleyerek ateşe atacağı sıra da , çom yiksek bir ses ile , dur iblisin oğlu , yerin ve göğün tek sahibi allahın adıyla sana emrediyorum , dur ve bu ademoğlunu bırak. 

Yoksa seni burada gözümü kırpmadan öldürürüm dedi.

Sesin geldiği yere baktığımda , gördüğüme inanamadım.

Bu sesin sahibi şeyd beyazıd tı.

Bu nasıl olabilirdi ki..

Şeyd beyazıd bu kadar güçlümüydü ki.

Buraya geldiği yetmiyormuş gibi , mihrezin oğlunu büyük bir cesaretle tehdit ediyordu.

Mihrezinnoğlu ise , senin burada ne işin var..

Seninle bir anlaşma yapmıştık , ne sen bana , ne de ben sana görünmeyecek ve dokunmayacaktık , sen anlaşmayı bozdun , şimdi ikinizi de burada öldüreceğim diyip şeyh beyazıdın üzerine yürümeye başladığında , şeyh beyazıd elinde ki asayı havaya kaldırıp , ey alemlerin rabbi , bizi , size baş kaldıran kafirlere karşı mağlubiyet tattırma diyip , elindeki asasını yere vurduğunda , sanki yer yarılmaya başladı.

Yerin altından binlerce müslüman dostlarımız allah allah nidalarıyla öyle bşr savaşıyorlardı ki , azrail yokuşu bir anda savaş alanına döndü.

Ardından mennan belirdi yanımda , beni ve maliği çözdü.

Bende elime bir kılıç kapıp savaşmaya başladım.

Mennan ve malikte aslanlar gibi savaşıyordu.

Önümüze geleni biçiyorduk.

Şeyh beyazid ise , olduğu yerde durmuş bir vaziyetteydi , kimse ona dokunamıyordu bile , ona yaklaşmaya çalışanı , yanında ki yardımcıları bertaraf ediyordu.

Uzun bir süre savaştıktan sonra, mihrezin oğlu kaçmaya çalışırken , şeyh beyazıd elindeki asayı ona dogru sert bir şekilde fırlatıp onu yere düşürdü.

Ben hiç vakit kaybetmeden mihrezin oğlunun yanına gibip kılıcımı onun boğazına dayadım.

Ben hayatta olduğum sürece tüm kardeşlerini , hatta tüm kabileni öldürmeye and içtim.

Kahpece eşimi ve yardımcımı öldürdünüz.

Zülalinvve amranın intikamını seni öldürerek alacağım diyip , kılıcımı , mihrezin oğlunun ağzının içine sokup , ardından da tüm bedenini ikiye bölerek öldürdüm.

Tam da bu sıra da çok büyük bir çığlık koptu.

Ortalık toz duman oldu , yanan alevler daha da şiddetlendi.

Göz gözü görmüyordu.

Açıkçası o an çok korkmuştum.

Şeyh beyazıdın sesini duydum , seyyid ali , dua et , allaha dua et , bu ses mihrez el ahmerin sesi , sakın geri adım atma , korkarsan hepimiz ölürüz diye bağırıyordu.

Mihrez el ahmer mi.

Onu görebilirmiydik ki , zira onu son gören kişi peygamber efendimiz di.

Toz bulutları fırtına gibi etrafımızda eserken , tam karşımda bembeyaz bir ışık hüzmesi gördüm.

Bu padişah mürreydi.

Tüm heybeti ile azrail yokuşunda ilerleyip , toz bulutunun karşısında durdu.

Daha önce hiç ama hiç duymadığım bir dille bağırarak konuşuyor ve toz bulutunun içinden  aynı şekilde cevap geliyordu.

Etrafımızda kimtüm ordumuz ve kafir ordusu da her an savaş çıkacakmış gibi tetikte bekliyordu.

Uzun bir süre konuştular ve sonunda da herşey bitmiş gibi etraf sessizleşti.

Şeyh beyazıdın , uyan seyyid ali , uyan , kendine gel , aramıza dön diyerek beni tokatlamasıyla kendime geldim.

Gözümü açtığımda mezarın içindeydim.

Hemen kalk , eve gidelim , evde konuşuruz dedi.

Mezardan çıkıp eve döndük.

Ama her tarafım o kadar çok ağrıyordu ki bunu tarif bile edemem.

Eve vardık.

Olanı biteni sordum.

Mihrez ile mürre ne konuştular , sen konuştukları dili anladın mı dedim.

Evet , aralarında güç gösterisi yaptılar, mihrez senin canını istedi ama mürre vermedi.

Siz bizden   2 kişi öldürdük , bizde sizden 2 kişi öldürdük. Durum eşitlendi .

Eğer intikam gütmeye devam edersen , burayı başına yıkarım , ama intikamından vaz geçersen , müslümanlara zarar vermediğin sürece sana ve kabilene asla ve asla müdahale de bulunmayacağız dedi.

Mihrez ilk başlarda kabul etmedi.

Saatlerce birbirlerini tehdit ettiler , ama en sonunda anlaşma kabul gördü.

Artık mihrez ya da onun çocuklarından hiç kimse müslümanlara zara vermeyecek dedi.

Mennan ve malik peki dedim.

Onlar iyi merak etme , kimsenin canına bi iş gelmedi.

Başardın seyyid ali , hem intikamını aldın , hemde tüm müslüman alemini mihrez gibi güçlü bir padişahtan kurtardın dedi.

Peki senin orada ne işin vardı , mihrezin oğlu seni görünce çok korktu , aranızda ki anlaşma da neyin nesi dediğim de.

Bu lanet varlık , dünya üzerinde bir çok kötülük yaptı , masum insanlara musallat oldu.

Onunla anlaşma yaptım , bir daha o adama ve ona yakın olanlara dokunmaması sözüne karşılık onu serbest bıraktım.

Daha doğrusu bırakmak zorundaydım , eğer bırakmayıp onu öldürseydim ,ondan sonra musallat olduğu adamın yer yüzünde yasayan tüm akrabalarına musallat olup hepsini öldürecekti.

Onu öldürmeyi hep istemiştim ama bu sana nasip oldu. Allah zaferini mübarek kılsın.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin