46.bölüm

1.4K 82 9
                                    

Bizim tarafımıza geçen yakaza cini , büyücünün nerede olduğunu mennana söylemiş.

Ben mennanı yanıma cağırdım.

Mennan gelir gelmez , efendim, boşuna yorulupta evden çıkmayın dedi.

Nedenini sorduğumda , büyücü  3 gün önce hayatını kaybetmiş dedi.

Ne yani , ölmüş mü, işte bu çok kötü haber.

Oysa ki Kimseye zarar vermeden bu işi çözmeyi düşünüyordum.

Demek ki , şimdi herkes kaderine razı olacak.

Tamam o zaman , peki büyünün nerede olduğunu , yani nereye gömüldüğünü öğrenebildin mi dedim.

Mennan ise , evet efendim , arif , evinin arka bahçesine gömmüş.

Ancak bir sıkıntı daha var , bu büyüyü çözmesine çözeriz , ama bunun için arif'in bize herşeyi itiraf etmesi ve tövbe edip 2 rekat namaz kılması ve büyü gömdüğü yerden kendisinin çıkarması gerek.

Bunu yaparsa , sadece yakazalar ile uğraşırız ve kimse zarar görmez , ancak bu dediklerimi arif yapmazsa , işte o zaman arifi kaybedebiliriz dedi.

Ben ise , tamam , o işi ben hallederim .

Şimdi arifin yanını gidip bi konuşayım.

Allah hayırlısını versin inşallah dedim.

Lojmandan çıkıp arifin evine gittim.

Arif beni görünce , yine mi sen geldin diye tepki gösterdi bana.

Ben ise , arif , seninle özel konuşmamız gerek , gel biraz temiz hava alalım dedim.

İstemeye istemeye tmm dedi ve köyün dışına doğru yürümeye başladık.

Ben direk konuya girdim.

Bak arif , herşeyi biliyorum.

Daha fazla gizleme artık.

Babanın mirasına konmak için , babana domuz büyüsü yaptırmışsın.

Bu yüzden de baban şu an yatağa mahkum oldu.

Büyük ihtimalle de ölecek.

Bu dünya fani, gelip geçici, dünya malı için ahiretini terk etme.

Gel itiraf et.

Tövbe et

Namaz kıl 

Büyüyü de gömdüğün yerden çıkar dedim.

Arif ise sert bir dille yalanladı herşeyi.

Seyyid ali misin nesin.

Seni gidi hoca bozuntusu , bu işi beceremediğini söyleyemiyorsun da masum insanlara iftira mı atıyorsun.

Bende seni adam yerine koymuş , karşıma alıp konuşuyorum.

Bir daha bana iftira atarsan seni vururum diyip , arkasına dönüp giderken …. Bu işi senin yaptığını biliyorum arif , büyüyü nereye gömdüğünü de biliyorum , onu ordan çıkarrtacağım , herşeyin sorumlusu da sensin diye bağırdım.

Arif arkasını dönüp , pis pis gülerek , geleceğin varsa , göreceğinde var diyip gerile gerile yürüdü gitti.

Bende çok büyük bir kararlılıkla o büyüyü oradan çıkartmak için gece olmasını bekledim.

Ama zaman bi türlü geçmiyordu

Hava kararmıştı artık.

Lojmandan çıkıp ariflerin evine doğru yürümeye başladım.

Yolda yürürken , simsiyah bir varlık yanımda belirdi.

Duraksadım.

Dualar eşliğinde onun bana zarar vermesini engellemeye çalıştım.

Varlık ise , eğer hiç kimsenin ölmesini istemiyorsan , bu işten vaz geç.

Arif anlaşmaya uymadı.

Biz onu sonsuza kadar lanetledik.

Babasını öldürmek yerine , onu yatalak yaptık.

Babası ölene kadar istediği şeye kavuşamayacak.

Babası ölünce ise , ona kalan bütün malı mülkü ona kendi elleriyle 3 gün içinde kaybettireceğiz.

O bizi hafife aldı.

Seni uyarıyorum adem oğlu , bu işe bulaşma  , bu köyü terket , artık burası bizim yerimiz olacak.

Yoksa seni de öldürürüm dedi.

Ben ise , yüce allaha and olsun ki , elimden geleni ardına koymayacağım.

Allah hüküm vermedikçe sen benim saçımın telini bile koparamazsın.

Beni tehdit etmek en büyük yanlışı sen yaptın.

Karşıma çıkmasaydın belki yaşamana izin verirdim  ama sen kendi kendini öldürdün şu an.

Seni ve kabileni bu köyden temizleyeceğim ve o günahsız yatalak adama asla zarar veremeyeceksin.

Şimdi yüze allahın adıyla , kaybol buradan dedim.

Bunu derdemezde kayboldu.

Köyün içinde biraz daha tur attım , artık gece iyice çökmüştü.

Mennanı yanıma çağırıp , şu büyü nerdeymiş bana göster , gidip bu işi bitirelim dedim.

Mennanla beraber ariflerin evinin bhaçesine girdik.

Sessiz sessiz , arka tarafa doğru yürüdük.

İşte burada dedi.

Bu zeytin ağacının altına gömülü.

Yanlız dikkatli olmak gerek. Yapacağımız en ufak hata , seni de tehlikeye atacak dedi.

Ben ise , allahın izini ile bu işi bitirme vakti diyip , ağacın dibini kazmaya başladım.

Henüz kazmaya başlamıştım ki , güçlü bir ses , oradan uzak dur , yoksa seni öldürürüm diye bağırdı.

Yavaşça arkamı dönüp baktım.

Arif , elinde ki tüfeği bana doğrultmuş , beni ölümle tehdit ediyordu.

Ben ise , kendine gel , beni öldürünce eline bişe geçmeyecek , hapse girersin , çürürsün orada , bunu göze alıyormusun dedim.

Arif ise , artık hiç bişe umrumda değil.

Zaten herşeyi elime yüzüme bulaştırdım.

Ok yaydan çoktan çıktı.

Seni son kez uyarıyorum , burayı terket dedi.

O sırada mennan , arifin üzerine atlıyacaktı ki , ona engel oldum.

Arife bakıp , tamam öldür ozaman , korkmuyorum diyip tekrar arkamı dönüp büyüyü gömüldüğü yerden çıkardım.

Siyah bir poşetin içindeydi büyü.

Poşetin ağzını açtım. Leş gibi kokuyordu.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin