Mustafa beni karşısında görünce çok şaşırdı.
Sen ne saçmalıyorsun.
Neyi biliyormuşsun söylede bende bileyim dedi.
Ben sakinliğimi koruyarak , mustafayı dışarıya davet ettim.
Uygun bir köşeye geçip , bak mustafa , bütün köylü bu işi senin yapabileceğini konuşuyor , eğer bu işin altında sen varsan , şimdi itiraf et , yok yakın zamanda bütün burası hayalet köye dönecek.
Onlar çok güçlü , onların acıması yok.
Eğer bu gidişata böyle devam ederse , yakın zamanda sizlere zarar verecekler , hatta sonu ölümle biten vakalarda meydana gelebilir.
Kimsenin ölümüne sebep olmazsın değil mi dedim.
Mustafa ise , biraz daha sakinleşmişti.
Sen neyden bahsediyorsun , tamam , ben agresifim ama hiç , bu zamana kadar karıncanın canını bile almış değilim.
Sırf agresif olduğum için beni bu şekilde suçluyorsanız , bunun günahı altında boğulursunuz .
Bu zamana kadar bu olayların peşine düşüp , araştıran iki kişi varsa , onlardan biri benim.
Zaten benim acım bana yeter , birde bu işlerle mi uğraşacağım dedi.
Ben ise , senin acının sebebi nedir diye sordum.
O an imam sadık lafa girdi .
2 ay önce mustafanın 6 aylık bebeğini toprağa verdik dedi.
Ben ise bilmiyordum , özür dilerim.
O yüzden mi sürekli mezarlıkta dolaşıyorsun diye sordum.
Evet , acımı halen dün gibi yaşıyorum.
Evladımı özledikçe , saat kaç olursa olsun , mezarına gidiyorum dedi.
Başın sağolsun mustafa bilmiyordum dedim.
Mustafa ise , peki benim böyle bişe yapabileceğimi size kim dedi.
Allahın hakkı için bana isim ver dedi.
Allahın adını andığı için , Arif dedim. O söyledi.
Geçen gece seni mezarlıkta gördüğünü , mumlar yakıp ayin yaptını , sonra onu tehdit ettiğini söyledi dedim.
Mustafa ise , bu mümkün değil.
Tamam , beni gördü , doğrudur , ama ben onu tehdit etmedim.
O mezarlıkta baygın şekilde yatıyordu.
Onu kaldırıp kendine gelmesini sağladım, hatta onu evine ben bıraktım , neden böyle bir yalan söyler ki. Dedi.
Ben ise , madem öyle , peki ya o mumlar , o da mı yalan dedi.
Evet , ben orda mum yakmadım . Bunu neden yapayım.
Evladım çok sevdiği ışıklı oyuncağı vardı.
Onu mezarına getirdim ve oraya gömdüm. Bana inanmıyorsanız gidip bakalım dedi.
Gerek yok mustafa dedim.
Hakkını helal et , günahını aldık , ama sende bizi anla . Köy tehlike altında dedim.
Mustafa söze girdi. Arif böyle yalanı neden söyledi bilmiyorum ama , bence muhammed'in peşine düşün , 1 ay öncesine kadar sapasağlam olan babası , aniden kötürüm oldu.
Açıkçası ben ondan şüpheleniyorum ama kimsenin günahını almamak için , emin olmadan bu şüphemi kimse ile paylaşmadım dedi.
Mustafa bunu dediğinde aklıma şüphe düşmedi değil.
Selam verip helalleştikten sonra ayrılıp evimize döndük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - Korku
FantasyBu kitap , paranormal alanda yazılan kitapların en iyileri arasında yer almaya adaydır. LÜTFEN OYLARINIZI EKSİK ETMEYİN. Hikayenin tüm hakları , YOUTUBE : SİMSİYAH KORKU HIKAYELERİ KANALINA AİTTİR VE TÜM BÖLÜMLER YOUTUBE KANALINDA SESLENDİRİLMİŞTİR...