SELAMLAR CANLARIM BENİMMM, BİTANELERİMMM! NASILSINIZ? UMARIM İYİSİNİZDİR ♥️♥️
BEN SİZİ ÇOK ÖZLEDİM VE AŞIK OLDUĞUM LOVELESS OKUYUCUSUYLA YENİ KİTABIMI PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
LÜTFEN BENİ YALNIZ BIRAKMAYINNN, BERABER OLALIM 🎊🎊🥳🥳🥳
İlk bölümü buraya bırakıyorum, kalan 6 bölüme profilden ulaşabilirsiniz
🎊🥳🎊🥳🎊19 Aralık 2020
Son kontroller, ışıklar ve ses.
"Hazır mıyız?" Her an düşecek izlenimi veren kulaklığımı yirminci kez kontrol ettim ve arkamdan gelen üçlüye baktım. Beni onaylayacak şekilde kafa sallamış, çoktan yerlerine geçmişlerdi. Bir taraftan da gülüşüyorlardı.
Kendi yerime geçtikten sonra, sol elimi göğsümün üstüne siper ederek Tanrı'ya şükürlerimi sundum. Olmak istediğim yerdeydim, ne eksik ne de fazla. Elimi usulca göğsümün üstünden kaydırdım, mikrofonun hemen yanında duran elektronik gitarımı ise ellerimin arasına aldım. Ve nihayet, gözlerim bizi izlemeye gelen insanlarla buluştu.
Gördüğüm kalabalığa 'Hassiktir,' diyen iç sesim, son anda devreye giren dilim sayesinde "Vay Canına," kibarlığı ile buluşmuş, dinleyenlerimize yapmak üzere olduğum kabalığı engellemişti. Yine de "İşiniz gücünüz yok mu sizin?" demeyi durduramamıştım, çünkü bugün hafta sonu değildi ve bara inanılmaz bir insan yoğunluğu hakimdi.
Mekandakiler söylediğime gülüp, ıslık çalarken dudaklarımı ıslattım ve hafifçe sırıttım. "Neyse ne, müzikte tat sahibi olan insanlarımız çoğalmış." Çığlıklar yükseldiğinde Kore'nin en büyük barında şarkı söylediğim için gururlu hissediyordum.
"Aranızda bizi ilk kez dinleyenler var mı?" diye sordum, kalabalıktan da fena olmayan bir alkış koptu. Kaşlarımı kaldırdım, sırıtmaya devam ederken grup arkadaşlarıma dönmüştüm. Namjoon, Hoseok ve Taehyung'a.
"O halde bu gece hayal kırıklığına uğramayacaksınız," dedim ve gitarımın tellerine dokundum. "Ben Eva, " İzleyicilerin önünde ufak çaplı eğilirken konuşmaya devam ettim. "Gerçek müziğin ne olduğunu size göstereceğim."
Benim konuşmamın hemen ardından "Son, iki, üç, dört," diyerek baterinin sopalarını birbirine vuran Taehyung'un girişi duyuldu. Sonrası ise bilindiği gibiydi işte. Işıklar, sesler, ıslıklar, dans eden insanlar ve bizimle beraber şarkıya eşlik edenler.
Bazı görüntü kirliliklerinin olduğunu itiraf ediyorum, yine de alışık olmadığımı söyleyemeyecektim. Bir bar ortamında şarkı söylüyorsanız öpüşenleri, içki içip kusanları, barmeni yumruklayanları, diğer dinleyicilerle kavga edenleri görmek fazlasıyla olağandı. Ben de olağandışı durumlardan haz etmeyen biri olarak durumdan rahatsızım diyemeyecektim.
Şarkı söylerken odağım tamamen dinleyicilerimiz olurdu. Onların hareketlerini gözlemlemek sözlere daha sıkı tutunmamı sağlıyordu, sanırım dans eden bedenleri görmek benim için mutluluğun tanımı gibiydi. Başarımızı gösteren görsellerdi bunlar, nasıl bana mutsuzluk getirebilirdi ki?
Bugün de öyle bir gündü. Her zamanki gibi, buram buram başarı kokan.
İnsanların fazla oluşu beni daha da gaza getirirken terler içinde kaldığımın farkındaydım, üstüme yapışan siyah askılıyı bir çırpıda çıkartıp seyircilerin üstüne fırlatmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ara vermeden önceki son parçaya geçtiğimizde ellimi saçlarımın içinden geçirdim ve gitarla işim olmadığı için rahatça söylemeye devam ettim. Kendimi ödüllendirmeme dakikalar kalmıştı, sahnede sigara içmeyen biri olarak bir saatten fazladır duman soluyamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loveless | PJM ✓
Fanfiction"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm. Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.