"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm.
Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🍷🍷🍷
Kahvaltı yapmak.
Bu iki kelime bazıları için hiçbir şey ifade etmese de benim için büyük bir önem taşıyordu.
Birbirine bağlı bir aileden gelmiyordum. Hep beraber oturabildiğimiz tek an, sabahın erken saatlerinde buluştuğumuz kahvaltı sofrasıydı.
Kimse birbiriyle konuşmasa da beraber olduğumuz için mutlu olmaya odaklanırdım. Hiçbir kahvaltı sofrası beni mutsuz etmezdi, ta ki şimdiye kadar.
"Olanlar kısaca böyle. Joon kafayı Hei'ye takmış durumda ve ne yapılması gerektiğini bilmiyorum." Jimin sakince olayı anlatırken, bir taraftan da ekmeğini bitirmeye çalışıyordu.
Ağzım doluyken konuşmayı sevmezdim, beceremiyordum da. Jimin ise bu konuda oldukça yetenekliydi.
"Bu sorun mu?" Jungkook arkasına yaslanarak gülmeye başladı ve tüm bakışların ona dönmesine sebep oldu. Saçma bir karakteri vardı ya da karaktersizdi, tam olarak çözememiştim.
Tabi, muhtemelen ikincisiydi.
"İnsanların benden korktuğunu biliyorsunuz, mesaj atan çocuklara benimle sevgili olduğunu söyleyin. İnanmazlarsa Hei'yle bir video çeker, instagram hesabıma koyarım."
İçtiğim su boğazımda kalırken, hafifçe öksürdüm. Jimin yanımda oturduğu için sırtıma vurmuştu ama Jungkook böyle gülerken kendime gelmem uzun gibiydi.
"Nasıl bir video?" Çekinerek sorabildiğimde göz kırpmıştı, o böyle yaptığında tüm kirpiklerini tek tek yolasım geliyordu.
"Bilirsin, kadın ve erkeğin çıplak olduğu tarzda. Üstte ben, altta sen?"
Tamam, bu kadarı fazlaydı.
Az önce içerken iki yudum aldığım su bardağına baktım. Yarısından fazlası doluydu ve ne yapacağım oldukça açıktı.
Gülümseyerek onunla göz teması kurdum ve beklemediği bir anda tüm suyun yüzüyle buluşmasını izledim. Tae ve Jimin'in gülme seslerini duyuyordum ama sinirim hala geçmemişti.
"Benimle bir daha bu şekilde konuşmazsan iyi edersin."
Jungkook üstündeki tişörtün etek kısmını çekiştirerek yüzüne götürdüğünde kafamı çevirdim. Bilerek karnını açmaya çalıştığını anlamayacak kadar aptal değildim, baklavaları gözüksün diye kendini kastığı bir kilometre öteden belli oluyordu.
