Hazal olmadan bir yola çıkmış bulunmaktayım. Ama o bensiz hiçbir yola çıkamaz, izin vermem. Kitabı nilay_yilmaz olarak ben yazıyorum :)
Keyifli ve sıcak bir kurgu hazırlamaya çalıştım, umarım beğenirsiniz.
Yorumlarınızı ve desteklerinizi bekliyorum. Özellikle yorumlarınız çok önemli.
Sizleri seviyorum
♥️***
Mantıklı mıydı?
Uzandığım yerde derin derin nefes alarak sadece bunu sorguluyordum.
Neredeyse yirmi yıldır muhteşem denilebilecek bir hayatım vardı. İnsan ilişkilerinde iyiydim, sevilirdim, insanlar komik olduğumu ve yanımda eğlendiklerini söylerlerdi.
Şimdi ise her şeyi bırakmıştım. İnsanlar şımarık olduğumu söylüyordu, böyle davrandığım için pişman olacağımı...
Her şey dururken hiçbir şeyi istiyorsun diyorlardı.
Uzaktan bakılınca böyleydi biliyorum. İnsanların bilmediği ise karakter yapımdı. Ben hiçbir zaman gölgede kalan taraf olmazdım, adaleti isterdim hep.
Yirmi yıl boyunca birinin gölgesinde kalmak nasıl bir duygu tatmıştım. Nankör müydüm? İnsanlara göre öyleydim evet. Peki insanların yaptığımı yanlış olarak nitelendirmesi, onları doğru kılar mıydı?
Belki de herkes yanlıştı ve ben doğruydum? Neler yaşandığını bilmeden buna nasıl karar verebiliyorlardı?
"Biraz daha kımıldarsan prenses, yukarı çıkıp seni dövmek zorunda kalacağım."
Dudaklarımı yalayıp sessizce güldüm. Bir aydır farklı bir şehirde ve farklı bir yatakta uyuyordum. Eski yatağıma göre oldukça rahatsızdı fakat kolay uyum sağlardım.
"Duydun mu beni?!"
Dört kişilik yurt odasında, kendini kral sanan bir soytarıyla aynı odadaydım. Yatakları kendimiz seçemediğimiz için ranzanın üst tarafı benimdi ve lanetlenmiş gibi bu kızla uğraşıyordum.
"Duydum."
"İyi o zaman. Bir daha hareket edersen olacaklardan ben sorumlu değilim."
İnsanlar bu kadar özgüvenle nasıl yaşayabiliyorlardı? Duygusaldım fakat güçlü bir kızdım, üstelik sabırlıydım da. Beni karşısına alarak hata ettiğini göremiyordu.
Küçük saltanatını kurmuş biri vardı karşımda. Bense ona biat edecek son kişi bile değildim.
"Gerilmeyin lütfen. Yarın Hei'nin ilk iş günü, heyecandan uyuyamıyordur."
Yarın benim ilk iş günümdü öyle değil mi? Bir kez olsun parasızlığı tatmamıştım, şimdi ise yeni hayatım için para gerekiyordu.
"Ojeni çabuk sür. Işık tepemde açık, sinirleniyorum."
"T-tamam." Üst kattan Nayeon'a bakmaya başladım. O kadar hızlı bir şekilde oje sürüyordu ki şaşkınlıktan yataktan düşmek üzereydim.
"İşim bitti, lambayı kapatıyorum. Kusura bakmayın, iyi geceler."
"İyi geceler Nayeon." Kendini rahat hissetmesi için konuşan taraf ben olmuştum. Oda dört kişilikti fakat Nayeon'un alt katında kalan kız devamlı uyuyordu. Onu tuvalete giderken bile görmemiştim. Görmek de istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loveless | PJM ✓
Fanfiction"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm. Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.