"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm.
Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli Okumalar
"Sence nerede olabilir?" Bu halimize gülmeden edemiyordum, deli gibi etrafta abimin koydurmuş olduğu dinleme cihazını arıyorduk.
Yüksek ihtimalle abim o dinleme cihazını eve koydurmamıştı ama önümdeki iki gerizekalının çabasını izleme fırsatını tepmek istemiyordum. "Jimin sence de abarmadık mı biraz? Yani Chanyeol'ün boyu uzun ama lambanın içine saklayacağını sanmıyorum."
Jimin Jungkook'un omuzlarına çıkmıştı ve bana yukarıdan aptalmışım gibi bakışlar yolluyordu. Ayrıca dün ona abi diye hitap etmemden falan bahsetmişti, durum giderek ilginçleşiyordu ve biraz daha devam ederse kendimi boğmak zorunda kalacaktım.
"Bence abartmıyoruz, hem Chanyeol bu odadan başka yere girmedi. Kesinlikle buralarda olmalı." Yanaklarımın havayla dolmasını sağlayıp kendimi koltuğa attım. "Of, Jimin sal bizi amına koyayım ya. Abisi bu kadar sıkı bir insan olsa Hei'yle beni aynı eve koymazdı yani, mal mı bu adam?"
Çok haklıydı, Jungkook bile durumun farkındaydı ama Jimin asla pes etmiyordu. "Ben eşeğimi sağlam kazığa bağlarım kardeşim, karışma işime."
Jungkook onu omuzlarından aşağıya attığında, tam yanıma düşmesi için ekstra bir özen göstermişti. "Dikkat et de o kazık sana girmesin kardeşim. Gidiyorum ben."
Jungkook iki dakika içinde montunu giyerek kendini dışarı attığında ona imrendiğimi fark etmiştim. Jimin benim omuzlarıma çıkmak ister mi acaba diye düşünmeden edemiyordum. Ayrıca içimde bir yerlerde onunla olma isteğim katlanarak artıyordu ve bundan utanmıyordum da.
Kafamı zaten bana baktığından emin olduğum Jimin'e çevirdim ve dudaklarıma güzel bir gülümsemenin yerleşmesini sağladım. Yani en azından güzel görünüyor olduğumu düşünmek istiyordum.
"Gözlerin kısılıyor." Jimin bunu söyler söylemez, kendi de gülümsemişti ve dinime küfreden müslüman olsa gibisinden bir görüntü ortaya çıkmıştı. Yüksek ihtimalle ikimiz de artık birbirimizi görmüyorduk.
O bana gülümserken fırsattan istifade ederek elimi yüzüne çıkardım ve yavaşça yanağını okşadım. "Seni öpmek istiyorum."
Ben kafamı ona doğru yaklaştıracakken hızla geri çekilmiş ve bir deli gibi etrafı kolaçan etmişti. Evde tektik ve kendisini öpmeye çalışan kız arkadaşına yaptığı muamele ayakta alkışlanmalıktı gerçekten! "Jimin yeter artık, abimin yalan söylediğine eminim diyorum sana."
Dilini dudakları üzerinde gezdirdi ve muhtemelen terlemiş olan ellerini pantolonuna sürdü. Benden daha heyecanlı gibi davranıyor olmasına şaşırıyordum. "Böyle kendimi bir garip hissediyorum, sanki abin koltuğun üstünde duran yastıkmış gibi ya da ne bileyim masanın üzerindeki sürahi falan."
