Loveless | PJM ✓

Bölüm 35

Keyifli Okumalar

"Chanyeol neden böyle bir şey yapayım?"

Sıkıntıyla ofladım ve beni göz hapsine almış olan Jimin ve Jungkook'u görmezden geldim. Konuşmamızı dinliyor, bir de dinlememiş ayağına yatmaya çalışıyorlardı.

"Hei, senin onlar olmadan da iyi olduğunu görmeleri gerekiyor. Güçlü bir kızsın, bunu saklaman sana ne kazandıracak?"

Aslında mantıklı konuşuyordu. Tekrar aileye girme gibi bir düşüncem yoktu, sadece onlar olmadan da iyi olduğumu görmelerini istiyordum.

"Yine de bunu göstermeye çalışmak saçma değil mi?"

Chan'in sıkıntıyla ofladığını duyarak alt dudağımı ısırdım. Gergin olunca hep bunu yapıyordum, bir gün dudağım kopacaktı.

"Ben ayarlıyorum, sen de geliyorsun."

Bir kez olsun saçma sapan triplere girmeden kendim olacaktım. Yapmak istiyorsam yapıp, asla pişman olmayacaktım.

"Tamam. Akşam beni alırsın."

"Yes be! Tamamdır bebeğim görüşürüz."

Aşırı heyecanlı çıkan sesine şaşırsam da telefonu kapatıp sofraya döndüm. Jimin ve Jungkook beni dinlemiyormuş görüntüsü vermeye devam ediyordu. Gerçekten hiç başarılı değildiler.

"Akşam işiniz var mı?"

"Evet."

"Hayır."

Jimin'in hayır, Jungkook'un evet demesiyle bakışlarımı ikili de gezdirdim. Uykudan yeni uyandıkları için ikisinin de gözleri minicik duruyordu ve saçları dağılmıştı.

Görsel şölen dedikleri böyle oluyordu demek ki.

"Jimin saçmalama, o partide zengin ve Victoria Secret iç çamaşırlı kızlar vardır. Ne demek işimiz var?!"

Jimin omuz silkip, benimle olan göz temasını kesince kaşlarımı çatmıştım. Neden sinirlenmişti şimdi?

"Aman, tribini sikeyim." Jungkook ağzına son lokmasını atıp banyoya yöneldi. Ben ise bakışlarımı asla çekmeden Jimin'e bakıyordum.

Minik elleriyle vişne reçeli sürüp, o muhteşem dudaklarının açılmasını sağlıyordu. Tabi, tenine bulaşan reçeli fark etmiyor oluşu benim için ayrı bir sınavdı.

"Jimin?" Ekmeğinden ısırdı, göz göze geldiğimizde yutmasını beklemiştim. "Hei, parti için ısrar edeceksen hiç kendini yorma."

Jimin gibi biri partiye gitmek istemiyordu öyle mi? Neyse, fikrini değiştirmek için vicdanına oynardım o zaman.

"O partiye gitmek benim için gerçekten zor. Yanımda tanıdığım insanların olmasını istiyorum, tek başına gidebilecek kadar güçlü biri değilim. Beni yalnız bırakmasan?"

Gözlerinden benimle ilgili düşüncelerinin az da olsa değiştiğini fark etmiştim. Yüzündeki o net ifade az da olsa kaybolmuştu.

Elindeki ekmeği sakince masaya bıraktı ve tam yanımdaki sandalyeye oturdu. İki gündür aramız iyiydi ve ben mutlu olduğumu hissediyordum.