Son kez yorumlarınızı okuyacağım, benim için ne kadar kıymetli olduğunu biliyorsunuzdur. Sizleri seviyorum.
Keyifli Oku|M|alar
Bugün güzel bir gündü.
Çok güzel.
Fazlasıyla güzel.
Abimle buluşmuştuk, beraber yemek yemiştik ve Jimin'le olan ilişkimi bile konuşmuştuk. Bana eskisi gibi sarılmıştı, saçımı okşamıştı ve yanağımı öpmüştü!
Benden özür dilemişti. Bir müddet sonra kaç kere özür dilediğini saymayı bırakmıştım.
Ona kırgın olan bir tarafım hep vardı, buna rağmen tek suçlunun kendim olduğunu düşünüyordum. Ben ne olursa olsun abime zarar vermiştim, bu gerçeği hiçbir şey değiştiremezdi.
Kollarının arasındayken beni sevdiğinin tekrar farkına varmıştım. Sevilmenin bu kadar güzel bir duygu olduğunu ilk defa tadıyor gibiydim. Sevilmek, aşık olmaktan çok daha farklıydı.
Yüzümdeki gülümseme eşliğinde, merdivenleri hızlı bir şekilde çıktım. Artık bu binanın üstüme yıkılma tehlikesiyle yüzleşmek bile bana güzel geliyordu.
Merdiveni tırmandığım her adımda mutluluğum katlanarak artıyordu, yaşamadığım duyguları bana yaşattığı için Jimin'i gördüğüm an boynuna atlama isteğiyle doluyordum.
Abimin eve bizi dinlemek için cihaz koymadığını duyunca gerçekten sevinecekti ve ben onun kısılan gözlerini izleme şerefine nail olacaktım. Art arda kapıyı çalma girişimim başarısızlıkla sonuçlanınca, pes ederek çantama yöneldim ve anahtarımı çıkardım.
İçeri girdiğim an, Jimin odamızdan dışarı çıkmış ve içeriye bakarak hızla odanın kapısını kapatmıştı. "Merhaba?" Yüzündeki aptal mimiğin anlamını yorumlayamadığım için çatık kaşlarımla onu incelemeye devam ettim.
"Hoşgeldin, bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim."
Biraz garip mi davranıyordu yoksa ben çok şüpheci olduğum için boş yere geriliyor muydum şu an? "Aslında erken gelmedim. Saat on bir."
Jimin hala elini kapının kolundan çekmemişti ve benim sinirlerimi tepeme çıkarmak için ekstra bir çaba sarf ediyordu. "Gününün nasıl geçtiğini anlatmak ister misin?"
Nihayet eliyle bütünleşen kapı kolunu bırakarak yanıma doğru adımladı ve kollarını vücuduma doladı. Parfümle banyo yapmış gibiydi.
"Biraz dinlendikten sonra anlatsam daha iyi olabilir, odaya geçip uyumak istiyorum." Jimin omzuma yerleştirdiği kafasını hızla kaldırıp, dehşet ifadesiyle yüzüme baktı. "Nasıl yani? Daha on saat önce uyandık, yine mi uyuyacaksın?"
Kollarından uzaklaşarak bir iki adım geriye gittim ve üstündeki kıyafetlerde göz gezdirdim. Açık gri ve vücuduna tam oturan bir gömlek giymişti, altında ise siyah pantolonu vardı. Ütülü olmalarına mı şaşırsam, yoksa Jimin'in evde bu şekilde dolaşıyor oluşuna mı karar veremiyordum.
"Evet, uyumam lazım. Hem de hemen uyumak istiyorum." Odaya doğru adımlayacağım sırada Jimin kolunu duvara koymuş ve arada kalmamı sağlamıştı. Yüzünü yüzüme bilerek çok yakın tutmaya çalışıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loveless | PJM ✓
Fanfiction"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm. Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.