Bölüm 40

17.1K 1.8K 1.2K
                                    



Keyifli Okumalar ♥️
Böyle bölümler yazarken aşırı eğleniyorum, erkekler ve kızların abileri durumu baya hoş ajdkdksksk

Onu karşımda gördüğüme inanamıyordum, çok özlemiştim ve bir o kadar da kızgındım.

"Beni görmeyi beklemiyordun sanırım?" Ne diyeceğimi bilemeden öylece izledim, çok uzun zamandır görüşmüyor değildik aslında. Sadece aylar olmuştu fakat bana yıllar geçmiş gibi geliyordu.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Ne diyebilirdim ki? Bir sinir krizi esnasında kız kardeşimi bıçaklayacakken önüme geçtin ve kolunun bu hale gelmesine sebep oldum abi mi?

"Özür dilerim, sadece şaşırdım sanırım." Ellerimi birbirine kenetledim, eğer bunu yapmasaydım çoktan ona sarılmış olurdum çünkü. O benim her şeyimdi, sevgim sonsuzdu ve onu görmek yaptığım yanlışı gözlerimin önüne seriyordu.

"Şaşırmaman gerekirdi, Chanyeol anlatmış olmalıydı?" Kafamı salladım, abimin beni özlediğinden söz etmişti. İyi olduğunu da biliyordum ama beni görmek istemediğini düşünmüştüm her zaman.

"Anlattı, hala beni merak ettiğin için minnettarım." Gözlerim istemsizce eline doğru kaydı, sol kolunun yarı oranında işlevini kaybettiğini biliyordum ve buna sebep olmuş olmak beni mahvediyordu.

Abim aramızdaki mesafeyi birkaç adımla azaltınca içime çektiğim nefesi dışarı verememiştim. Öylece yüzüne bakıyordum ve birkaç dakika sonra gözyaşlarına boğulup, boynuna sarılabilirdim.

"Beni görene kadar iyi görünüyordun, yüzündeki gülümsemenin silinmesini sevmedim." Benim aksime konuşurken zorlanmıyordu, haklıydı da.

"Hei, daha önceden gelmem gerektiğini biliyorum." Bazen abimle olan durumumuzu düşünüp, kendimi ona sinirlenirken bulurdum. Şimdiki gibi. Neden sinirlendiğimi de anlayamazdım, gitmeme engel olmaması, asıl olması gerekendi. Yine de sürekli olarak düşünürken sinirlenirdim. Sinirlenmemin nedenini ise şimdi daha iyi anlıyorum.

Eğer bana zarar veren o olsaydı, bir saniye bile olsun ona kızamazdım. Çünkü bilirdim, o bana isteyerek bunu asla yapmazdı. Gitmesine izin vermezdim, çünkü o bana değer veren tek kişiydi. Biz birbirimizin en sevdiğiydik, her zaman.

"Hei?" Bana seslenmesiyle daldığım düşüncelerden hızla sıyrıldım ve gözlerime dolan yaşları elimin tersiyle hızla sildim. "Geldiğin için mutluyum."

Belki de aramızdaki fark buydu. Kendimi onun yerine koymamam gerekiyordu, koyuyorsam da ona verdiğim değerin aynısını bana veriyormuş gibi düşünmemeliydim.

Abim sağ elini yüzüme çıkartıp yanağımı okşayınca, gözüm istemsizce diğer eline inmişti. Sanırım bu yediğim en büyük tokat olmuştu, yaptıklarımla ilk defa yüzleşiyordum. Ellerinin iki yanağımda olması gerekiyordu, o beni böyle sevmezdi ki.

"Özür dilerim." Gözyaşlarım bağımsızlığını ilan ederken, abimin bakışlarımın nerede sabitlediğini anlamamasını umdum.

"Özür dileme, ben sadece seni özledim." Bakışlarımı elinden uzaklaştırıp suratına baktım ve hızla kafamı salladım. "Ben de."

Ona sarılacak gücü kendimde bulamıyordum ve bir deli gibi bana sarılmasını istiyordum. Onu gerçekten çok özlemiştim.

"Ağlamanı görmek için gelmedim Hei, lütfen bunu yapma. Küçük kardeşimin benim için ağlamasını görmek iyi hissettirmiyor."

Loveless | PJM ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin