Keyifli okumalar ♥️
Bölüm sonuna not bıraktım, okursanız sevinirim :)Özledim.
Onunla baş başa olmayı gerçekten özledim.
"Hei bak şimdi, Jungkook marketten gelene kadar yaklaşık altı dakikamız var. Önce evden sen çıkacaksın, hemen ardından ben geleceğim ve ondan kurtulacağız tamam mı?"
Hızla kafamı salladım ve üstüme montumu geçirdim, bir taraftan da soğuktan korunmak için atkımı takmaya çalışıyordum.
"Son beş, biraz çabuk mu olsan?"
"Of, dur bir dakika. Fermuarım sıkıştı!" Jimin ben atkımı takmaya çalışırken ayakkabılarımı giydirmeye çalışıyordu ve iki ayağımı da aynı anda kaldırmaya çalıştığı için tepe taklak yere düşmüştüm.
"Hei?!"
"Gerizekalı! Of, sakat kaldım işte." Elimi istemsizce kalçama götürdüğümde Jimin güldü ve hafifçe üstüme çıkarak benden önce elini kalçama koydu. Hafifçe okşadığında, ne olduğunu bile anlayamadığım için öküzün trene baktığı gibi sırıtan suratına bakarken bulmuştum kendimi.
"Çok acıdı mı?"
Suratındaki yamuk gülümsemeyi görmek bana iyi gelmiyordu, özellikle eli orada dolaşırken. "Ohoo, bu böyle olmaz ama." Elini kalçamdan çekti ve beni dikleştirerek bağdaş kurdu. "Sana her dokunduğumda inme geçirmiş gibi kalıyorsun, nasıl aşacağız biz bu sorunu?"
Gülmemek için kendini zor tuttuğunu anlayabiliyordum ve nihayet algılarım açılmıştı. Hafifçe boğazımı temizledim ve gözlerine bakmamaya çalıştım. "Hiç de bile, inme geçirmiş gibi olmuyorum."
"Tamam o zaman, ben geçen geceden biraz bahsetmek istiyorum." Hızla elimi ağzına götürdüm ve susması için kapatmaya çalıştım. "Böyle şeyler söyleme demedim mi sana?"
Kafasını sağa sola salladı, elimin altında hissettiğim dudaklar sayesinde güldüğünü anlayabiliyordum. Gözleri de güldüğü için küçücük kalmıştı. Bir anda elimin içinde sıcaklık hissettim ve kaşlarımı çatarak elimi ağzından çektim. "Bu ne, neden elim ıslak?"
"Of, gerçekten kafayı yiyeceğim. Alt tarafı dilimi gezdirdim, bunun nesini anlamadın?"
Eliyle alnına vurdu ve gülmeye devam etti. O eğleniyordu ama ben halimden asla memnun değildim. "Yeter! Gülme, tamam. Gerçekten çok utanıyorum."
Yüzünü görmemek için ellerimi yüzüme götürdüm ve kendimce gizlenmeye çalıştım. O sırada ise beni kendine doğru çekmiş ve kollarını belime dolamıştı.
"Neyse zamanla öğretirim, utanmana gerek yok. Hem o gece çok tatlıydın." Kafamı boynuna doğru gömdüm, o ise saçlarımın üstüne dudaklarını bastırmıştı.
"İlla hatırlatmak zorunda mısın?" Kısaca güldü ve "Evet." diyerek fısıldadı. "Beni mutfakta öperken gerçekten karşı koyamadığını sanıp yanına geldim ve uyurken seni öptüm diye on dakika boyunca suratıma baktın. Bu her zaman karşılaştığım bir durum değil."
Kafamı sanki daha da mümkünmüş gibi iyice göğsüne gömmeye çalışıyordum, o da iyice kollarını bana sarıyordu. "İtiraf etmek gerekirse hayatımda gördüğüm en güzel görüntüydü, on dakika bana baya bir yetti."
"Neden kapının önünde montlarla kucaklaştığınızı sorabilir miyim? Ne bu fantezik bir şey falan mı?"
Jimin ve ben birbirimizden aynı saniye içinde ayrılmıştık ve ben Jungkook'a yakalandığımız için Jimin'e kinle dolmuştum. "Al işte, senin yüzünden yakalandık!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loveless | PJM ✓
Fanfiction"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm. Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.