"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm.
Söylemesine gerek bile yoktu, bugünü istesem de unutabileceğimi sanmıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🍷🍷🍷
Üstümdeki kısa ve düz inen mor elbisemi çekiştirdim. Jimin sol, Jungkook sağ yanımda olacak şekilde içeri girmiştik ve tüm kızların odağı bir anda ben olmuştum.
Kim bilir benim hakkımda ne düşünüyorlardı? İkisinin de sevgilisi olabilirdim ya da ikisinden biriyle takılan biri olabilirdim. Yani en azından öyle görünüyor olmalıydım.
Tabi, evsiz ve peşimde sapık olduğunu bilselerdi belki böyle düşünmezlerdi.
"Bebeğim, gidip kendime senden daha muhteşem bir kız bakacağım. Bana şans dile olur mu?"
Jungkook'un suratıma doğru eğilmesinden kaçmak adına geriye doğru adımladım ve yüzümü buruşturdum.
"Umarım bulursun, hatta çok çok daha iyisini bulursun."
"Bulamazsam sana kalırım unutma." Ya sabır dedirtiyordu, gerçekten.
Nihayet beni bırakıp yürümeye başlamış ve dans eden bedenlerin arasında kaybolmuştu. Jimin'le yalnız kalmıştık ve böyle bir ortamda nasıl bu kadar mutsuz göründüğünü anlayamıyordum.
"İyi misin?"
Bana cevap vermemiş ve bar taburesine oturarak içki içmeye başlamıştı. Bu çocukla uğraşmak canımı sıkıyordu ama neden böyle gözüktüğünü de anlamlandırmadan duramıyordum. Başımı bir sürü belaya soksa da kalbimi kıracak hareketleri olmamıştı. Düşünceli davranıyordu, farkındaydım.
Onu rahat bırakmak için yerimden kalktım, köşede duran ve daha rahat gözüken koltuklara yöneldim.
Çok fazla insan var mıydı bilmiyorum ama ben de içki içmek istiyordum. Masanın üstüne bırakılmış olan bardaklardan birini aldım ve dudaklarıma götürdüm. Keskin tadı olan sıvı, boğazımı yakarak aşağıya doğru inmişti ve sertçe yutkunmak zorunda kalmıştım.
İçki içmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Ailemden ayrıldığım o ilk gün, dünyam başıma yıkılmıştı ve sarhoşluğun dibini görmüştüm. Zaten bir iki bardakta kendimi kaybediyordum, benim için sarhoş olmak çocuk oyuncağıydı.
Bu gece ise tekrar sarhoş olmak istiyordum. Nedenini anlamasam da kendimi mutsuz hissediyordum ve düşünmeyi bir kenara bırakasım gelmişti.
Dakikalar geçtikçe bardaktaki sıvı azalıyordu ve kendimi sarhoşluğa oldukça yakın gibi görüyordum. Gözlerimle Jimin'i aradım, az önce nasıl bıraktıysam hala öyle oturuyordu ve arkası dönüktü.
Nancy gibi bir kıza aşık olmak onun için bir ceza olmalıydı. Aşık olup olmadığını da bilmiyordum ama öyle davranıyordu.
Kafamı sağa sola salladım ve gözlerimi onun üstünden çektim. Beni ilgilendiren bir durum yoktu ve sadece içecektim.
