Yağmur
Buse, Furkan ve ben kahkahalara boğulmuş gülüyorduk. Gökçe ile Emre'nin sabah maceraları müthişti.
Furkan dalga geçti. "Bende bulayım da şu Rukiye Teyzeyi. Bana da fal baksın."
"Ya tamam yeter ya." Gökçe sıkılmaya başlayınca durduk. "Saçma sapan şeyler oldu işte boşverin." Sonra başını öne eğdi ve yüzüğü ile oynadı. Hemen sordum. "Niye çıkarmadınız yüzükleri?" İkisi de gözlerini dikip birbirlerine baktılar ve aynı anda konuştular.
"Unutmuşum ya."
"Unutmuşum ya."
Ardından Gökçe çıkarmaya çalıştı ama sıkıştı. Ne tesadüf Emre'ninki de öyle. "Hay ben senin ya!" Gökçe zorladı ama çıkaramadı.
"Off!" Emre'ninki de çıkmayınca mal gibi ortada kaldılar. "Kesin parmaklarım şişti bu koşuşturmacadan. Eve gidince sabun ile çıkartacağım." Gökçe daha fazla ellemeden kızaran parmağını serbest bırakıp sinirle geri yaslandı.
Bu sırada Ediz, Cenk ve Selin kantine girdiler. Bazı arkadaşları ile selamlaşmak için durdular. Bende arkadaşlarıma döndüm. "Gençler cezalarınız bugün başlıyor. İlk kurbanım tabiki Ediz." Gururla söyledim ama onlar pek memnun değillerdi tabiki.
Emre kolunu masaya yasladı ve umursamaz bir tavırla "Allah'a emanetiz. Hadi bakalım." dedi. Bir dakika sonra Edizler yanımıza geldiler. Gökçe yanımdan kaydı ve Ediz karşı masadan sandalye çekip yanıma oturdu.
"Selam."
"Selam canım." Sadece bana bakıyor ve diğerlerini umursamıyor gibiydi. Direkt konuya girdim. "Hazır mısın?"
"Tabiki her zaman." Cebimden çıkmayan CD kalemi çıkardım ve havada salladım. Gözleri dudaklarıma kayınca bunun yine sapıtmaya başladığını anladım. "Lan iki dakika ciddi ol! Gözlerime bak!"
"Tamam tamam."
"Yaklaş biraz." Dünden razı olduğu için hemen yaklaştı. "Evet yazıyorum." Kalemin kapağını açtım ve Ediz'in alnına düşen saçlarını geri çektim.
Yazmaya başladığımda nefesi boynumu gıdıklamaya başladı. Güldü. "Sakin ol canım." Pis ukala! Yüz ifademi ciddileştirdim ve son kelimeyi yazdım.
Geri çekildiğimde eserim ile gurur duydum. "Evett! Nasıl olmuş?" Herkes bakıp sırıttı. "Harika görünüyorsun bro." Furkan Ediz'in omzuna vurdu. "Eyvallah."
Cebimden limon çıkarttığımda şaşırdı. "Saçlarını da düzelteyim." Geri çekildi. "Dur Yağmur saçmalama. Saçlarımın yapısını bozar o."
"Ay sanki Clear reklamında oynayacak salak."
"Ya Yağmur ne alakası var? Çok kötü olur öyle."
"Tamam işte ne güzel. Kimse bakmaz sana. Gel bakalım." Mecburen yaklaştı ve gözlerini kapattı. Malım benim ya.
Limonu saçlarının önüne sıktım ve bir güzel alnına yapıştırdım. "Oldu. Ama unutma okuldan sonra kaldırarak gezeceksin."
"Tamam tamam." Yeni saçlarına dokundu ve yüzünü buruşturdu. Ama bu daha başlangıç.
Cenk arkadaşına bakıp güldü. "Kanka gitti bütün karizma" Selin "Olsun. Tavlaması gereken kızı tavladı sonuçta. Artık karizmaya ihtiyacı yok." deyince bir utandım. Ediz bana bakıp sırıttı. Anca sırıtsın zaten başka bir şey bildiği yok.
"Neyse bizim dersimiz başlayacak. Hepinizin cezaları aklımda merak etmeyin. Sırayla vereceğim. Ha Ediz bu arada bu başlangıç canım. Seni harika sürprizler bekliyor." Dudaklarını büktü. "Peki Yağmur Hanım. Kendimi sizin kollarınıza bırakıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patlamış Mısır | Texting
ChickLitBilinmeyen Numara: Şu patlamış mısırı azıcık yavaş ye kıskanıyorum Yağmur: Sen beni mısırdan mı kıskanıyorsun gerizekalı? Bilinmeyen Numara: Ama çok güzel yiyorsun hele o dudakların... Yağmur: Yuh sapık! Sen kimsin oğlum? Bilinmeyen Numara: Ben yan...