Medya Ediz Günday :)
Yağmur
Kalbim dengesizce atarken yavaş yavaş merdivenlerden aşağı indim. Salona şöyle bir baktım. Buradan herhangi biri beni seven kişiydi. Ama kimdi?
Masamıza geri döndüm ve Gökçe'nin yanına geçtim. Kulağıma eğildi. "Neredeydin?" Buse'de karşımda kaş göz yapıyordu. "Sonra anlatacağım." deyip masadaki meyve sularından bir bardak aldım ve içmeye başladım.
Selin ve Ediz el ele masamıza geldiler. "Nasılsınız? Sıkılmadınız umarım." Selin gayet tatlı bir şekilde sormuştu. Kolumu Furkan'ın omzuna atıp konuştum. "Hayır tabiki. Çok eğleniyoruz. Değil mi Furkan?" Furkan doğrulup yüzüne sahte bir gülümseme yapıştırdı. "Evet. Çok güzel bir parti Selin."
"Harika. Birazdan parti bitecek ve biz bize kalacağız. Oyun oynayıp eğlenmeyi düşünüyoruz. Siz de kalır mısınız?" Tam nasıl reddedeceğimi düşünürken Cenk hızır gibi yetişti ve Buse'nin arkasına geçti.
"Yok Selin. Buse'nin annesi geç kalmamasını söyledi. Ben kızları eve götüreceğim o yüzden." Selin'in biraz yüzü düştü ama hemen gülümsedi ve "Tamam o zaman başka zaman yaparız. İyi geceler." dedi.
Cenk bize kafasıyla 'Gidiyoruz.' der gibi işaret yaptı. "İyi geceler Selin ve Ediz." Hepimiz iyi geceler deyip kapıya doğru yöneldik.
Evden çıkıp nefes alınca bir oh çektim. Cenk arabasının kapısını açıp "Hadi gidelim." deyince Furkan'ın yüzüne baktım. Pek memnun görünmüyordu.
"Ee Cenk sen Buse'yi eve bırak istersen. Biz biraz yürümek istiyoruz. Kendimiz gideriz yani." Ellerini cebine sokmuş sinirle bakan Furkan ve bana bakıp kafasını salladı. "Tamamdır. İyi geceler."
"İyi geceler." Buse'yi arabaya bindirdi ve gittiler. Emre, Gökçe, Furkan ve ben kaldık.
"Hadi yürüyelim." Gökçe ile erkeklerin ortasına geçtik. Furkan'ın elleri hala cebindeydi. Koluna girdim.
"Bugün sana ne oldu böyle?" Omuzlarını silkti. "Bir şey olmadı."
"Bende inandım." Gözlerimi devirdim. "Bak aklımda bir şey var ama emin olamıyorum?" Şüpheyle baktı bana. "Ne var aklında Yağmur?"
O malûm soruyu sordum. "Sen Buse'yi kıskanmış olabilir misin?" Hemen geçiştirdi. "Ne alakası var Yağmur? Onun için endişeleniyorum sadece."
"Hıhı kesin öyledir." Sessiz söylemiştim ama duymuştu. "Yağmur yapma be. Beni tanımıyor musun?" Şu anda pek tanıyamıyordum aslında.
"Evet ama bence biraz abartıyorsun."
"Abarttığım falan yok. Neyse bunun hakkında konuşmayalım artık." Konuyu geçiştirip kapattı bile. Bende daha fazla zorlamadan sustum.
ERTESİ GÜN...
Sonunda boş bir pazar günümdü ve bizimkiler ile sinemaya gitmeyi düşünmüştük. Dün gece konuşmuştuk yani.
Hazırlanmış bir şekilde odamda oturuyordum. Arkadaşlarım bana geleceklerdi ve beraber gidecektik. Boş boş tavanı seyrederken mesaj geldi.
Patlamış Mısır: naber?
Yağmur: iyi sen?
Patlamış Mısır: dün geceden sonra harikayım (:
Yağmur: yüzünü görmesem de benim için de güzel bir geceydi
Yağmur: bunu kabul ediyorum
Patlamış Mısır: Vayy yağmur hanım bir şeyleri kabullenmeye başlamış sonunda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patlamış Mısır | Texting
ChickLitBilinmeyen Numara: Şu patlamış mısırı azıcık yavaş ye kıskanıyorum Yağmur: Sen beni mısırdan mı kıskanıyorsun gerizekalı? Bilinmeyen Numara: Ama çok güzel yiyorsun hele o dudakların... Yağmur: Yuh sapık! Sen kimsin oğlum? Bilinmeyen Numara: Ben yan...